Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/7567 E. 2014/9913 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7567
KARAR NO : 2014/9913
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

MAHKEMESİ : KASTAMONU SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2013
NUMARASI : 2012/978-2013/1722

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda K.Köyü çalışma alanında bulunan ..ada .. parsel sayılı 2.316,85 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla davalı S.. S.. ve verasette iştirak halinde N. S. mirasçıları adlarına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı M.. H.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın davacı ve öncesinde babasının kullanımında olduğu, ancak davalının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu, davacı zilyedin durumunun 3402 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde belirtilen ve tapulu taşınmazın zilyet adına tespitini gerektiren hallerden hiçbirine uymadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davalı taraf dayanağı olan 01.06.1956 tarih, 6 sıra numaralı tapu kaydı yapılan keşifte mahalline yöntemince uygulanmamış, tapu kaydında davalı tarafın toplam 2/6 payı olduğu halde, tapu kaydı paydaşlarından M. S. ile Ayşe’ye ait payların akibetleri araştırılmamıştır. Doğru sonuca ulaşmak için; tapu kaydı malikleri olan Hacı Mehmet çocukları Ali, Ahmet ve Ayşe’nin veraset ilamları dosyaya alınmalı, davalı tarafın dayanağı olan 01.06.1956 tarih, 6 sıra numaralı tapu kaydı varsa haritası ve oluşum belgeleri ile birlikte tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, komşu 106 ada 1, 2, 3 ve 11 parsel sayılı taşınmazlara ait tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra; mahallinde yaşlı ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler yardımı ve fen bilirkişi aracılığıyla keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında varsa tapu kaydının haritası uygulanıp kapsamı 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmelidir. Ancak tapu kaydının haritası zemine uygun değilse ve uygulama kabiliyeti yok ise tapu kaydının sınırlarına itibar edilmelidir. Tapu kayıtları oluşumundan itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtlarda yazılı sınırlar özellikle tapunun tesis yılı olan 1291 tarihi itibariyle “yol, İsmail Usta ve H.. Usta’nın” zeminde kullandıkları yerler yerel bilirkişilere göstertilmeli, .. ada .. ve … parsel sayılı taşınmazların davalı dayanağı tapu kaydında adı geçen M. S.’e ait olup olmadığı sorulmalı, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği sınırlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Tapu kaydı hududunun isimsiz yol okuması nedeniyle gayri sabit sınırlı sayılıp sayılamayacağı tartışılmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişiden uygulanan kayıtların sınırları ile kapsamını belirtir keşfi takibe imkan verir gerekçeli rapor alınmalı ve haritasında göstertilmelidir. Tapu kaydı malikleri ya da mirasçıları arasında harici taksimin olup olmadığı araştırılmalı, taşınmazların kim ya da kimler tarafından kullanıldığı kesin olarak belirlendikten sonra tapu kaydı maliklerinin ölüm tarihleri nazara alındığında tapu kayıtlarının hukuki değerini koruyup korumadıkları düşünülmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayalı yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup; davacı M.. H.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.