Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/7560 E. 2014/9487 K. 02.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7560
KARAR NO : 2014/9487
KARAR TARİHİ : 02.07.2014

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı … vekili, 13.11.2009 tarihli dava dilekçesi ile …. Köyü sınırları içinde ve davacının 30-40 yıldır zilyetliğinde olan üzerinde meyve ağaçları bulunan taşınmaza davalı idare tarafından herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmadan el konulduğu ve yapılan kadastro çalışmalarında davacıya ait taşınmaz için tutanak düzenlenmediği iddialarına dayanarak davacıya ait taşınmazın tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın yol olarak tespit dışı bırakıldığı paftanın 07.02.2007 tarihinde düzenlendiği, eldeki davanın 13.11.2009 tarihinde açıldığı, paftanın düzenlenmesi ile dava tarihi arasında makul dava açma süresinin geçtiği ve paftasında yol olarak gösterildiği tarihten dava tarihine kadar da zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle karar verilmiştir. Dava, kadastro tespitinden önceki zilyetliğe dayanılarak, paftasında yol olarak gösterilen taşınmazın uzman fen bilirkişisi tarafından (A) harfi ile gösterilen bölümünün tescili istemine yöneliktir. Gayrimenkul mevzuatımızda hakkında kadastro tutanağı düzenlenmemiş olması nedeniyle tescil harici bırakılan taşınmazlara yönelik açılacak davaları, kadastro paftasının düzenlendiği tarihten ibaren belli bir süre ile sınırlayan ve kadastro paftasının düzenlendiği tarihten önceki zilyetliğe dayanılmasını engelleyen bir hüküm ve düzenleme bulunmamaktadır. Ayni haklar, sınırlayıcı açık bir yasal düzenleme olmadıkça, her zaman dava yoluyla ileri sürülebilirler. Hal böyle olunca; mahkemenin, çekişmeli bölümün paftasının düzenlendiği tarih ile dava tarihi arasında makul sürenin geçtiği ve kadastro paftasının düzenlendiği tarihten önceki zilyetliğe dayanılamayacağına ilişkin kabul ve değerlendirmesinde isabet bulunmamaktadır. Öte yandan mahkemece yapılan inceleme ve uygulama da karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli bölüm eylemli olarak yol içinde kalmış olup, zeminde

yapılacak inceleme ile tarımsal niteliğini belirleme olanağı bulunmadığı gibi, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların zilyetliğin şekli ve süresine ilişkin beyanlar da soyut ve çelişkilidir. Bu şekilde, eksik inceleme ile karar verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgeye ait kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl önce çekilmiş stereoskop hava fotoğrafları dosya içine getirtildikten sonra çekişmeli taşınmaz ve çevresini bilen elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişi kurulu ve tarafların aynı nitelikteki kişiler arasından bildirecekleri tanıkları ile uzman fen ve jeodezi veya fotogrametri uzmanı bilirkişiler hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından; çekişmeli bölümün öncesinde ne olduğu, kim tarafından hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, zilyetliğin kimden kime ve nasıl geçtiği; davacının çekişmeli bölümü ne zamandır kullandığı gibi hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmaya çalışılmalıdır. Bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalıdır. Keşfe katılacak fen bilirkişisinden yapılacak keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir, yerel bilirkişi ve tanıklarca gösterilmiş sınırlar işaretlenmiş ayrıntılı rapor alınmalıdır. Keşfe katılacak jeodezi veya fotogrametri uzmanı bilirkişiden, dosyaya getirtilecek kadastro tespit gününden 15-20-25 yıl önceki evrelere ait hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik aletlerle inceleme yaptırılarak, çekişmeli bölümün öncesi, niteliği ve hangi tarihten beri ve ne şekilde zilyet edildiğini irdeler ayrıntılı rapor alınmalıdır. Bundan sonra, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Kadastro ve fiilen yol haline getirilme tarihinden önce çekişmeli bölüm üzerinde davacı yararına edinme koşullarının oluştuğu sonucuna ulaşılması halinde, çekişmeli bölümün eylemli yol haline geldiği gözetilerek bu hususun tespiti şeklinde hüküm kurulmalıdır. Kabule göre de; kendilerine husumet yaygınlaştırılarak tebligat yapılan Hazine ve Döküktaş Köyü Tüzel Kişiliğinin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi ve tebligat yapılmaması ile davacı tarafın tescil talebi yönünden Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesi uyarınca ilanları yapılmadan karar verilmesinde de isabet bulunmamaktadır. Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.