Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/7493 E. 2014/7578 K. 03.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7493
KARAR NO : 2014/7578
KARAR TARİHİ : 03.06.2014

MAHKEMESİ : TOSYA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2013
NUMARASI : 2012/163-2013/128

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, B. Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda makul sürede dava açılmadığı ve tespitten sonra 20 yıllık zamanaşımı süresinin de dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı A.. O.. tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından, kadastro tespit gününden önceki irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak, paftasında yol olarak bırakılan alanın bir bölümü hakkında dava açılmıştır. Ayni haklar, açık bir yasal düzenleme ile sınırlandırılmadıkça her zaman ileri sürülebilirler. Gayrımenkul mevzuatımızda, hakkında kadastro tutanağı düzenlenmemiş taşınmazlara yönelik olarak açılacak davaları süre yönünden sınırlayan veya kadastro tespit gününden önceki zilyetliğe dayanılmasını engelleyen bir hüküm bulunmadığına göre, mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Diğer taraftan davacı A.. O.., kadastro sırasında yol olarak gösterilen taşınmazın, . ada .parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olduğu iddiasıyla dava açmış olup dosyadaki mevcut kadastro tutanağı ve tapu kaydına göre de .ada . parsel sayılı taşınmazın iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereğince muris A.. O.. mirasçıları davacı A.. O.. ve arkadaşları adlarına tespit ve tescil edildiği, davacının da tereke adına dava açtığı görülmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, iştirak halinde mülkiyet hükümlerinde terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılmasının zorunlu olduğu, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması ya da gerektiği göz önüne alındığında diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, ya da muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi gerekir. Hal böyle olunca, davacıya diğer mirasçıların davaya katılımını sağlaması veya muvafakatlarını alması ya da terekeye temsilci tayin ettirmesi için süre verilmeli, bu yolla taraf teşkilinin sağlanması, dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası yönünden tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
03.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.