Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/742 E. 2014/5151 K. 02.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/742
KARAR NO : 2014/5151
KARAR TARİHİ : 02.05.2014

MAHKEMESİ : SARIKAMIŞ KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2012
NUMARASI : 2007/212-2012/45

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında K.. Köyü çalışma alanında bulunan 131 ada 25 parsel sayılı 11.327,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tespit edilmiş, 1.. ada 3.. parsel sayılı 2.839.306,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kamu orta malı niteliğinde mera vasfıyla sınırlandırılmıştır. Davacı N.. A.., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda kesin süre içerisinde keşif gideri yatırılmadığından davanın reddine, çekişmeli 1.. ada 2. ve 3. parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı N.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın keşif avansını yatırmadığı ve davasını başka delillerle de ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; değerlendirme dosya kapsamına ve yasaya uygun düşmemektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36. maddesinin mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için ara kararında ve bu ara kararına istinaden çıkartılacak meşruhatlı davetiyede; hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, tanıklar ve teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları ve tanıklara davetiye tebliğ edilip, arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına özen gösterilmesi gerekmektedir. Somut olayda; keşif günü tayin edilmiş, ancak keşif avansının yatırılacağı tarih tayin edilmemiştir. Bu duruma göre keşif avansının son gün yatırılabileceği düşünüldüğünde, tanık ve yerel bilirkişilere davetiye tebliğine imkan bulunmamaktadır. Bu nedenle hükme esas alınan 08.03.2012 tarihli keşif ara kararında, anılan hususlara riayet edilmemiştir. Öte yandan ara kararda eksik keşif avansının davacı Hazine tarafından Mahkeme veznesine depo edilmesine karar verildiği, halbuki Hazinenin davada davalı olarak yer aldığı, muhtıranın ise davacı N.. A..’a tebliğ edilerek keşif avansını yatırma yükümlülüğü olan taraf yönünden çelişki oluşturulduğu anlaşılmakla ortada yöntemine uygun verilmiş bir kesin sürenin varlığından söz edilemez. Bu haliyle usul ve yasaya aykırı ara kararına dayanılarak davacının keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 02.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.