YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7329
KARAR NO : 2014/6902
KARAR TARİHİ : 26.05.2014
MAHKEMESİ : MİDYAT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2014
NUMARASI : 2012/289-2014/2
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda A.. Köyü çalışma alanında bulunan 133 ada 24 parsel sayılı 385.33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla davalılar S.. ve Ş.. A.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı H.. U.., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı H.. U.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacının murisinden kaldığı ve bu tür davaların diğer mirasçıların katılımı olmadan açılamayacağı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davacı H.. U.., dava konusu taşınmazın öncesinin babasına ait olduğunu ve babasının sağlında yaptığı paylaştırma ile çekişmeli taşınmazı kendisine bıraktığını, bir başka ifadeyle murisi babasının sağlığında dava konusu taşınmazı kendisine hibe ettiğini ileri sürmüştür. Taraflar arasında mirasçılık ilişkisi bulunmamakta olup; dosyada yer alan nüfus kayıtlarına göre davacının murisinin 05.05.1966 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Gerçekten iştirak halindeki terekede, bir veya birden çok mirasçı terekeye karşı üçüncü kişi konumunda bulunan kişilere karşı kendi miras payına/paylarına yönelik dava açma hakkına TMK’nın 702. maddesi uyarınca sahip olmayıp, bir nevi tasarruf işlemi olan dava açılması işleminde tüm mirasçıların birlikte hareket etmesi yasa gereğidir. Bu cümleden olmak üzere; tüm mirasçıların eşyanın terekeye döndürülmesi istemine ilişkin birlikte hareket ederek dava açma hali ya tüm mirasçıların birlikte dava açması ya bir veya birden fazla mirasçının açtığı davaya diğer mirasçıların yöntemince muvafakat etmeleri veyahut da murisin terekesine temsilci atanması hallerinde mümkündür. Diğer taraftan, bir mirasçının eşyanın terekeye dahil olmadığı iddiasıyla açacağı davada birlikte hareket etmeyi gerektirir yasal bir zorunluluk bulunmamaktadır. Bu açıklamalar ışığında somut olayda; davacı, çekişmeli taşınmazın öncesinin babasına ait olduğunu ve babasının sağlında yaptığı paylaştırma ile çekişmeli taşınmazı kendisine bıraktığını, bir başka ifadeyle murisi babasının sağlığında dava konusu taşınmazı kendisine hibe ettiğini ileri sürmekle, çekişmeli taşınmazın babasının terekesinden çıktığını ve mülkiyetin kendisine ait olduğunu iddia ettiğinden tek başına dava açma hakkına sahiptir. Mahkemece, davacıya iddiasını ispat için imkan tanımak ve tarafların göstereceği delilleri toplayarak tüm dosya kapsamına göre yapılacak değerlendirme ile karar vermek gerekirken, usul ve yasaya uygun olmayan şekilde davacının eldeki davayı açmada aktif dava ehliyeti bulunmadığı biçimindeki gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup; davacı H.. U.. vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.