YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/722
KARAR NO : 2014/3384
KARAR TARİHİ : 27.03.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2013/195-2013/168
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında B.i Mahallesi çalışma alanında bulunan 350 ada 4 parsel sayılı 200,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar M.. B.., N.. K.., İ.. T.. ve H.. T.., taşınmazın kendi fiili kullanımlarında bulunduğu iddiasına dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacı H.. T..’ın davasının kabulüne, diğer davacıların davasının reddine, dava konusu 350 ada 4 sayılı parselin tespit gibi tapuya tesciline, beyanlar hanesine “İş bu taşınmaz bahçe ve temel inşaatı olarak, 1987 yılından beri H.. T..’ın fiili kullanımındadır.” şeklinde şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı M.. B.. vekili ile davacı İ.. T.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillere ve yasaya uygun gerektirici nedenlerle, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı M.. B.. vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2- Davacı İ.. T.. vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece dava konusu taşınmazın davacı H.. T..’ın fiili kullanımında olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli değildir. Zilyetlik hususu yeterince açıklığa kavuşturulmamıştır. Doğru sonuca varabilmek için mahallinde tespit bilirkişilerinin tamamı ile mahalli bilirkişiler ve taraf tanıkları hazır olduğu halde yeniden keşif yapılarak, dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğin kim tarafından ne zamandan beri ne suretle sürdürüldüğü kesin olarak belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara ayrı ayrı iadesine, 27.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.