YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7219
KARAR NO : 2014/13707
KARAR TARİHİ : 24.11.2014
MAHKEMESİ : POZANTI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2012
NUMARASI : 2012/172-2012/429
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında.. Mahallesi çalışma alanı içerisinde bulunan 265 ada 5 parsel sayılı 353,80 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve üzerindeki evin kime ait olduğunun tespit edilemediği şerhi verilerek davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı A.. D.., adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda tespit tutanağının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden şerhe yönelik talebin reddine, ancak taşınmazın davacı tarafından kullanıldığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı A.. D.. vekili ile davalı Hazine ve Tapu Müdürlüğü adına Hazine vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın tespit tutanağının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar hak düşürücü sürenin dolması nedeniyle, yazılı şekilde karar verilmiş ise de, mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmazın ilk tespiti 1996 yılında, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu açıklanarak ve üzerindeki evin kime ait olduğu şerhi yazılarak Hazine adına yapılmış; ilk tespit 1997 tarihinde kesinleşmiştir. Bu kez 2010 yılında çekişmeli taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 5831 sayılı Yasa ile değişik (Ek Madde 4.) maddesi uyarınca yapılan çalışmalar kapsamında güncelleme yapılmıştır. Dava, 1996 yılında yapılan kadastro tespitine itiraz davası olmayıp, 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan güncelleme çalışmasına itiraz davası niteliğindedir. Davacı, tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın zilyetliğini önceki zilyedinden devraldığını ve güncelleme tarihi itibariyle fiili kullanıcısının kendisi olduğunu kanıtladığına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına aykırı şekilde değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.