Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/7187 E. 2014/6576 K. 21.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7187
KARAR NO : 2014/6576
KARAR TARİHİ : 21.05.2014

MAHKEMESİ : ŞİRVAN KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2012
NUMARASI : 2011/6-2012/18

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 156 ada 1 parsel sayılı 2.569,23 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 1/3’er paylı olarak Abdullah, Mehmet ve A.. K.. adına tespit edilmiştir. Davacı M.. K.. miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan R.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydının taşınmaza ait olmadığı, taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Çekişmeli 156 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı 155 ada 7 ve 157 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tespitine esas alınan ve davalıların dayandıkları Mayıs 1961 tarih 33 sayılı tapu kaydının gayri sabit hudutlu olup miktarıyla geçerli olacağından çekişmeli taşınmazı kapsamadığı tartışmasızdır. Bu husus mahkemenin de kabulünde olup ölü tespit maliki Abdullah Kocaağa mirasçısı davalı R.. K..’nın bu yöne ilişen temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki; taşınmaz başında yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi taşınmazın 2 yıldır davacı tarafından sürüldüğünü öncesinin boş olduğunu, davacı tanıkları ise, taşınmazın bulunduğu köyde oturmadıkları için kaç yıldır davacının kullandığını bilmediklerini, ancak davacının kullandığını duyduklarını, davalı tanığı da 20 yıl öncesine kadar davalıların kullanımında olduğunu köyden uzakta bulunması sebebiyle 20 yıldır ekilmediğini beyan etmiştir. Diğer bir anlatımla alınan beyanlar soyut nitelikte olup taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru 20 yıl boyunca kimin zilyetliğinde olduğunu belirlemekten uzaktır. Soyut beyanlara dayanarak karar verilemez.O halde; sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ile; tarafların bildirmiş oldukları tanıkları ve tespit tutanağında imzası bulunan tespit bilirkişileri huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ve tespit bilirkişilerinden taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, alınan beyanlar arasında çelişki ortaya çıktığı takdirde giderilmeye çalışılmalı, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı tarafın zilyetliğinin bulunmadığı ya da iktisaba yeterli süreye ulaşmadığı sonucuna varıldığı takdirde çekişmeli taşınmazın tespit maliki olan davalılar adına tesciline karar verilmesi gerektiği hususu göz önünde bulundurulmalıdır. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.