YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7149
KARAR NO : 2014/8604
KARAR TARİHİ : 17.06.2014
MAHKEMESİ : KANDIRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2013
NUMARASI : 2011/650-2013/832
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu E..Köyü çalışma alanında bulunan .. parsel sayılı 2.450,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı, irsen intikal, paylaşma, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın alma nedeniyle H.. K..adına tespit ve tescil edilmiş iken satış yoluyla en son davalı A.. K.. adına tescil edilmiştir. Davacı N.. Ö.. irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bir bölümüne yönelik dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli.. parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.135,18 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı N.. Ö.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı A.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece .. parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 30 gün yerine 29 gün askıda kalmış olması nedeniyle kadastro tespitinin kesinleşmediği ve bu halde zilyetlik ile kullanım süresinin tespit edilmesi gerektiği gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç usul ve yasaya uygun düşmemiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı düzenlenmiştir. Askı ilanının 30 gün yerine 29 gün olarak bir gün eksik süreyle yapılması, usul ve şekle ilişkin bu eksikliğin yapılmış ilanın yok hükmünde sayılmasını değil, sadece tutanağın kesinleşme tarihinin bir gün sonraya ertelenmesini gerektirir. Somut olayda askı ilanının bir gün sonra sona ermiş olduğunun kabulünde dahi, ne askı ilan süresi içinde, ne de 10 yıllık hak düşürücü süre içinde davacı tarafından dava açılmadığından taşınmazla ilgili kadastro tespitinin kesinleştiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca mahkemece davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz ,davalı A.. K..’nın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.