Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/7011 E. 2014/13144 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7011
KARAR NO : 2014/13144
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ : KÜTAHYA KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2014
NUMARASI : 2008/76-2014/12

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ..Köyü çalışma alanında bulunan 3119 ada 3 ve 3101 ada 2972 parsel sayılı 1.894,76 ve 11.702,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Sulh Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı T.. K.. tarafından davalı .. Köyü Tüzel Kişiliği (Kütahya Belediye Başkanlığı) aleyhine Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan el atmanın önlenmesi davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Yargılama sırasında H.. H.., çekişmeli taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayanarak davaya katılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda müdahil H.. H..nin davasının reddine, davacı T.. K..’ın davasının kabulüne, çekişmeli 3119 ada 3 ve 3101 ada 2972 parsel sayılı taşınmazların davacı T.. K.. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, müdahil davacı H.. H.. vekili ve davalı Kütahya Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. madde koşullarının davacı T.. K.. yararına oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı, murisleri tarafından senetle satın alınıp ölümlerinden sonra yapılan taksimde kendisine isabet ettiğini ve zilyet olduğunu iddia ettiği taşınmazlar hakkında mera ve harman yeri olduğu belirtilerek men kararı verilmek suretiyle yapılan el atmanın önlenmesi istemiyle genel mahkemede Köy Tüzel Kişiliği aleyhine el atmanın önlenmesi davası açmış, dava devam ederken kadastro tespiti yapılması üzerine dosya Kadastro Mahkemesi’ne aktarılmıştır. Mahkemece; keşif sırasında idari men kararına konu taşınmazlardan hangisinin çekişmeli parseller olduğu belirlenmediği gibi, davacı tarafın dayandığı satış senetleri usulünce ve yeterince uygulanıp kapsamları belirlenmeden, ayrıca keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar ile duruşmada dinlenen ve idari soruşturma sırasında ifadelerine başvurulan müşteki ve tanıkların beyanları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Yetersiz inceleme
araştırma ile hüküm verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için; daha önce yapılan keşifte dinlenen komşu köy yerel bilirkişileri, zilyetlik tanıkları, senet tanıkları, idari men kararında ifadesine başvurulan müşteki ve tanıklar ile tespit bilirkişileri, fen bilirkişisi ve ziraat bilirkişisinin katılımı ile taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte davacının dayandığı satış senetleri ilgili olduğu parsele ilişkin olarak mahalli bilirkişi ve senet tanıkları aracılığı ile zemine uygulanarak kapsamları belirlenmeli, özellikle 3119 ada 3 parsel sayılı taşınmaza ait olduğu belirtilen 15.02.1990 tarihli “mera satış senedi başlıklı senedin” kapsamı belirlenip senet kapsamında kalan başka taşınmazlar bulunup bulunmadığı belirlenmeli, varsa bu parsellerin akıbetleri ve kesinleşip kesinleşmedikleri üzerinde durulmalı, bu senede komşu olan taşınmazların kamu malı niteliğinde olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, öncesi kadim mera olan yerlerin köy tüzel kişiliği tarafından satışının mümkün olup olmadığı ve bu satışın geçerli olup olmadığı tartışılmalı, mahalli bilirkişi, senet tanıkları, zilyetlik tanıkları, idari men kararında ifadesine başvurulan müşteki ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kamu orta malı veya mera niteliğini taşıyıp taşımadıkları, kim tarafından, hangi tarihten beri ne suretle kullanıldıkları hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı beyan alınmalı, çekişmeli 3101 ada 2972 parsel ile bitişiğindeki mera parseli arasında ayırıcı unsur olup olmadığı, taşınmazın komşu meranın devamı niteliğinde kadim mera olup olmadığı beyanlar, mahkemece gözlemi ve ziraatçı bilirkişi marifetiyle belirlenmeli, gerektiğinde taşınmazların edinme nedenine göre tespit bilirkişileri de dinlenilmeli, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyanlara neden üstünlük tanındığı kararda tartışılıp gerekçelendirilmeli, ziraatçı bilirkişiden taşınmazların niteliği, taşınmazların ve komşu taşınmazların eğim durumları ile toprak özellikleri, mera niteliği taşıyıp taşımadıkları konusunda ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli, kayıt uygulamasını gösterir kroki ve rapor düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu şekilde bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmiş olması isabetsiz olup, müdahil davacı H.. H.. vekili ve davalı Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden Belediyeye iadesine, 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.