Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/6905 E. 2014/8616 K. 17.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6905
KARAR NO : 2014/8616
KARAR TARİHİ : 17.06.2014

MAHKEMESİ : BÜNYAN KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2011- 09.02.2012 Ek Karar
NUMARASI : 2006/31-2011/6

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi süresinde duruşmalı olarak istenmiştir. Yargıtay duruşması için gerekli tebligat giderlerinin ödenmemesi nedeniyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Elbaşı birliği çalışma alanında bulunan…metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan, . parsel sayılı taşınmazlar tapu kaydı ve vergi kaydı nedeniyle,..ve .. parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, …parsel sayılı taşınmazlar vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle A.. S.. adına, .. parsel sayılı taşınmazlar tapu kaydı ve vergi kaydı nedeniyle, .. parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, .. parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın alma nedeniyle, .. parsel sayılı taşınmaz vergi kaydı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın alma nedeniyle davalı A.. S.. adına, ..parsel sayılı taşınmazlar tapu kaydı ve vergi kaydı nedeniyle davalı N..S.. adına, .. parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı H..S.. adına, .. parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın alma nedeniyle M.. S.. adına, .. parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın alma nedeniyle M.. S.. adına, ..parsel sayılı taşınmaz ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle O..S.. adına tespit edilmiştir. Davacılar M..Ü..ve F.. Ö.., miras yoluyla gelen hakka, tapu kaydına ve vergi kaydına dayanarak sayılan taşınmazlar ile kadastro tutanağı dosyada bulunmayan ..parsel sayılı taşınmaz hakkında dava açmışlardır. Mahkemece özetle “..taraf dayanağı tapu ve vergi kayıtlarının uygulamasının yetersiz olduğu belirtilerek; kayıtların usulünce yerine uygulanması, kayıt kapsamında kalan taşınmaz ya da taşınmaz bölümleri açısından zilyetlik araştırması yapılması gereklerine değinen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacıların ispatlanamayan davasının . parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinde belirtilen vasıflar dahilinde tespit malikleri adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı M.. Ü..mirasçılarından M.. Ü.. ve arkadaşları vekili ile davacı M..Ü.. mirasçıları K.. Ü.., A.. K.. ve İ.. Ü.. tarafından temyiz edilmiş, davacı mirasçılarından K.. Ü.., A.. K.. ve İ.. Ü..’ın temyiz istemleri gerekli giderlerin kesin süre içinde yatırılmadığı öne sürülerek temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi üzerine adı geçen davacılar tarafından mahkemenin bu ek kararı da temyiz edilmiştir.
Hükmü temyiz eden davacı M..Ü..mirasçıları K.. Ü.., A.. K.. ve İ.. Ü..’a temyiz posta giderlerini yatırması hususunda kesin mehil verilmiş ve mahkemece, kesin mehil içinde giderler yatırılmadığından bahisle temyiz istemlerinin reddine karar verilmiş ise de; mahkemenin aynı hükmünü davacı M.. Ü.. mirasçılarından başka kimselerin de temyiz ettiği ve temyiz posta giderlerinin davacı mirasçısı M.. Ü.. ve arkadaşları tarafından yatırıldığı, temyiz eden kişilerin aynı davacı mirasçılarından olduğu gözetildiğinde artık bu aşamada K.. Ü.., A.. K.. ve İ.. Ü..’dan ayrıca temyiz posta giderlerinin alınmaması gerekirken, düzenlenen muhtıra içeriğinde posta gideri tahakkuk ettirilerek ödenmesi gereken miktarın fazla hesaplanması, ayrıca tarafların temyiz istemlerini duruşmalı talepleri nedeniyle Yargıtay duruşması için belirlenecek posta giderlerinin yatırılmaması halinde temyiz isteminin reddine değil, en fazla temyiz incelemesinin duruşmasız yapılmasına Yargıtay tarafından karar verilebileceği hususları gözetildiğinde muhtıranın usulüne uygun olmadığı açıktır. Bu nedenlerle K.. Ü.., A.. K.. ve İ.. Ü..’ın anılan ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle yerel mahkemenin K.. Ü.., A.. K.. ve İ.. Ü..’ın temyiz istemlerinin reddine dair ek kararının kaldırılmasına karar verilerek yapılan temyiz incelenmesinde,
Davacı M..Ü.. mirasçıları K.. Ü.., A.. K.. ve İ.. Ü..’ın esasa ilişkin temyiz itirazları ile davacı M.. Ü.. mirasçıları M.. Ü.. ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, verilen süre içerisinde davacı tarafın keşif avansını yatırmadığı ve bu suretle iddialarını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36. maddesinin mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, tanık, teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınmalı, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları, tanıklara davetiye tebliğ edilip, arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına azami özen gösterilmesi, ayrıca ilgiliye kesin süre verildiğinin ve sonuçlarının duruşmada hazır bulunmayan tarafa bildirilmesi, yine kesin süre içinde tarafa yüklenen yükümlülüklere uymamanın doğuracağı sonuçların duruşmada hazır olanlara bildirilmesi gerekmektedir. Mahkemece hükme esas alınan 07.10.2011 tarihli ara kararında mahalli bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarına yapılacak tebligat giderleri kalemler halinde ara kararında gösterilmediği gibi mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişilerin hazır edilmesi için kolluğa yazı yazılmasına dair ara kararının da yasal dayanağı bulunmamaktadır. Nitekim adına usulüne uygun tebliğ yapılmayan bilirkişilerin doğrudan
kolluk vasıtayla zorla getirilmesi usul hükümlerine aykırıdır. Öte yandan taraflarca tanık ve bilirkişilerin daveti için tebliğ giderleri yatırılsa dahi mahkemece belirlenen 12.10.2011 tarihli keşif günü ile duruşma günü olan 07.10.2011 tarihi arasındaki 5 günlük süre bilirkişi ve tanıkların daveti için yeterli değildir. Yine bu hususlardan ayrı olarak mahkemece bakiye keşif giderinin yatırılması için kesin süre verildiği, duruşmada hazır olmayan davacı taraflara usulüne uygun olarak bildirilmemiş; kesin süre verildiğinden bilgisi olmayan bir kısım davacı için de kesin sürenin ağır sonuçları uygulanmıştır. Kaldı ki mahkemece kesin süre verilmesini müteakip kesin süreye uymamanın doğuracağı sonuçların duruşmada hazır bulunan taraflara ihtar edilmesi, hazır bulunmayanlara ise kesin süre sonuçlarını bildirir muhtıra veya duruşma tutanağının usulüne uygun olarak tebliğ edilerek bildirilmesi gerekirken, hükme esas alınan 07.10.2011 tarihli duruşma tutanağına kesin süreye uymamanın sonuçları duruşma tutanağında belirtilmemiş; ayrıca hazır olan taraflara ihtarat yapıldığına dair bir belirtim dahi tutanak içeriğine yansıtılmamıştır. Öte yandan, birleştirilen 1978/301 Esas sayılı dosyada dava konusu edilen .. parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanak aslının dosyada bulunmaması nedeniyle de dosyanın keşfe hazır hale geldiğinden söz edilemez. Bu olgular gözetildiğinde mahkemece oluşturulan ara kararının kesin önel sonuçlarının uygulanmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece dosya keşfe hazır hale gelmeden, yasaya uygun olarak ara kararı düzenlenmeden ve kesin süre verildiği ve kesin süreye uymamanın sonuçları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmeksizin ve hazır olanlara da ihtar edilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, dosya içinde bulunan dava dilekçelerinde numaralarına rastlanmayan ve tutanak asılları da dosya içinde bulunmayan.. parsel sayılı taşınmazlar hakkında da hüküm kurulması, ayrıca tutanak aslı dosya içinde bulunan ve davacıların davasına konu olan .. parsel sayılı taşınmaz hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması dahi isabetsiz, davacı M..Ü.. mirasçıları K.. Ü.., A.. K.. ve İ.. Ü..’ın esasa ilişkin temyiz itirazları ile davacı M.. Ü.. mirasçıları M.. Ü.. ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 17.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.