Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/6888 E. 2014/6761 K. 22.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6888
KARAR NO : 2014/6761
KARAR TARİHİ : 22.05.2014

MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2014
NUMARASI : 2012/305-2014/68

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Hazine, K.. Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olduğu iddiasına dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 1975 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18. maddesinden kaynaklanan tescil isteğine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18. maddesi, özel mülk niteliği taşıyan ya da tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olup ilerde bu niteliği kazanabilecek taşınmazlar ile ekonomik yarar sağlanabilecek taşınmazların Hazine adına tescilini olanaklı kılmıştır. Belirtilen yasa hükmü karşısında Hazine adına tescil isteklerinde Türk Medeni Kanununun 713 ve 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinin uygulama yeri yoktur. Hal böyle olunca; taşınmaz üzerinde imar-ihya faaliyetlerinin tamamlanmamış olmasının taşınmazdan ekonomik yarar sağlaması ya da tarım alanına dönüştürülmesine engel teşkil etmeyeceği kuşkusuzdur. Somut olaya gelince; çekişme konusu taşınmazın 1975 yılında tescil harici bırakıldığı ancak Ş.. D.. tarafından imar ve ihyasının tamamlanarak tarım arazisi haline getirildiği iaddisıyla tescil talebinde bulunulduğu, Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.05.2007 tarih ve 2006/165-2007/587 sayılı ilamıyla imar-ihya faaliyetlerinin tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın reddedilip Yargıtay denetiminden geçmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan keşif sonucu ziraat, orman ve jeoloji bilirkişilerinden oluşan heyet raporuna göre, taşınmaz üzerinde imar-ihya faaliyetlerinin başladığı ancak tamamlanmadığı, üzerinde 10-20 yaşlarında değişik meyve ağaçlarıyla ev bulunduğu, taşınmazın VI. sınıf arazi olduğu belirtildiğine ve de şahıslar tarafından önceden tescil istemiyle dava açıldığına göre çekişme konusu taşınmaz bölümünün ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olduğunun kabulüyle davacı Hazine adına tesciline karar vermek gerekirken, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 18. maddelerindeki düzenlemeler karıştırılarak çekişme konusu taşınmazın özel mülkiyete konu teşkil etmeyecek nitelikte yerlerden olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.