Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/6857 E. 2014/6752 K. 22.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6857
KARAR NO : 2014/6752
KARAR TARİHİ : 22.05.2014

MAHKEMESİ : SARIKAMIŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2013
NUMARASI : 2009/240-2013/364

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu K.. Köyü çalışma alanında bulunan, 174 ada 2 ve 185 ada 18 parsel sayılı 2.454,67 ve 2.367,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı F.. Ö.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı S.. Ö.., çekişmeli taşınmazların müşterek murislerinden intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişme konusu 174 ada 2 ve 185 ada 18 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının davacının miras payı oranında iptaliyle davacı S.. Ö.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı S.. Ö.. vekili tarafından vekalet ücretine, davalı F.. Ö.. tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tarafların müşterek murisleri M.. Ö..’den intikal ettiği ve terekenin usulünce taksim edilmediği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davalı taraf, 04.06.2010 tarihli oturumda isimlerini de belirtmek suretiyle tanık deliline dayandığı halde; mahkemece, davalı tarafın dinletmek istediği tanıkların keşifte hazır olmaları için herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır. Davalı tarafça, tanık delilinden vazgeçildiğine dair bir dilekçe veya zapta geçmiş bir beyana da rastlanılmamıştır. Herkes iddia ve savunmasını ispatla yükümlü olup; mahkemece yapılan keşifte ise, sadece bir yerel bilirkişi, tanık olarakta bir tespit bilirkişisi dinlenilmekle yetinilmiş, davalı tarafın tanıkları dinlenmeden hüküm kurulmuştur. Dinlenilen bilirkişiler ise soyut beyanlarda bulunmuş, davalının taksimen davacıya düştüğünü bildirdiği ve davacı adına tespit ve tescil edilen taşınmazların evveliyatı hakkında da herhangi bir beyanda bulunmamışlardır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişiler ile davacı ve davalı taraf tanıkları katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yansız bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazların öncesinin ne olduğu, tarafların müşterek murislerinden intikal edip etmediği, müşterek muristen intikal etmiş ise terekenin taksim edilip edilmediği, taşınmazların kim tarafından ne surette kullanıldığı, bu kullanıma bir itiraz olup olmadığı, davalı tarafın taksimen davacıya düştüğünü iddia ettiği ve parsel numaralarını bildirdiği taşınmazların da terekeye dahil olup olmadığı, terekeye dahilse neden davacı adına tescil edildiği, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.