YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6828
KARAR NO : 2014/12015
KARAR TARİHİ : 30.10.2014
MAHKEMESİ : KİLİS KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/04/2013
NUMARASI : 1979/75-2013/2
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında…..Köyü çalışma alanında bulunan 308, 314, 522, 525, 528, 534 ve 537 parsel sayılı sırasıyla 5300, 27.350, 15.700, 113.200, 5.200, 2.600 ve 19.300 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar sırasıyla 309, 315, 309, 315, 325, 359 ve 388 parsellere uygulanan tapu kaydının miktar fazlası olarak 308, 314, 522, 525 ve 528 parsel sayılı taşınmazlar harman yeri olarak sınırlandırılmış, 534 ve 537 parsel sayılı taşınmazlar ise tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. İtirazı komisyonca reddedilen davacı F.. S.., tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların eşit payla davacı mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların sınırlarının sabit olduğu ve davacı taraf yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazlar, bitişiklerinde bulunan dava dışı taşınmazlara uygulanan tapu ve vergi kayıtlarının miktar fazlası olarak davalı Hazine adına tespit edilmiş, davacı taraf tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Davacı, dava dilekçesinde tapu kayıtlarına dayandığına göre mahkemece tapu kayıt kapsamları belirlenerek, davacı tarafın dava konusu ettiği taşınmazların, dayandığı tapu kayıtları kapsamında kalıp kalmadığı, kalmadığının saptanması halinde ise bu taşınmazları belgesiz zilyetlik yoluyla ne miktarda edinebileceği hususları değerlendirilmeden hüküm kurulmasında isabet bulunmamaktadır. Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için çekişmeli 314 ve 525 parsel sayılı taşınmazların miktar fazlası olduğu 315 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas Ziyaretokları 84 tahrir numaralı vergi kaydı ve 30.07.1976 tarih 62 ve 63 nolu tapu kayıtları; çekişmeli 308 ve 522 parsel sayılı taşınmazların miktar fazlası olduğu 309 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas 30.07.1976 tarih 56 ve 05.04.1968 tarih 29 nolu tapu kayıtları; çekişmeli 528 parsel sayılı taşınmazın miktar fazlası olduğu 325 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas 30.07.1976 tarih 52 nolu tapu kaydı; çekişmeli 537 parsel sayılı taşınmazın miktar fazlası olduğu 388 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas 30.07.1976 tarih 54 ve 59 nolu tapu kayıtları; çekişmeli 534 parsel sayılı taşınmazın miktar fazlası olduğu 359 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas 30.07.1976 tarih 55 no, 05.04.1963 tarih 28 no ve 26.01.1972 tarih 72 nolu tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile dosyaya getirtilmeli, söz konusu tapu kayıtlarının kadastro çalışmaları sırasında revizyon görüp görmediği Kadastro Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak varsa revizyon gördükleri parsellere ait kadastro tutanaklarının onaylı örnekleri ve kesinleşmiş iseler tapu kayıtlarının onaylı örnekleri getirtilerek dosyasına konulmalı, dosya ikmal edildikten sonra taşınmazlar başında yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri ve teknik bilirkişilerin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte yerel bilirkişiler yardımı ile tapu ve vergi kayıtları uygulanarak, hudutları zeminde tek tek göstertilmeli, gösterilen hudutlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, dayanağı harita varsa haritasına göre, yoksa ya da haritasının uygulama kabiliyeti bulunmuyorsa hudutların gayri sabit olduğu dikkate alınarak miktarına göre tapu kayıtlarının kapsamı belirlenmeli, kapsam belirlenirken söz konusu kayıtların revizyon gördüğü parseller de nazara alınmalı, davacı tarafın çekişmeli taşınmazlardan dayandığı tapu kayıtları kapsamında alabileceği yer olup olmadığı belirlenmelidir. Tapu kayıt kapsamları belirlendikten sonra, tapu kayıtlarının kapsamı dışında kalan yerler üzerinde davacı taraf yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı, bu nedenle davacı F.. S.. adına aynı çalışma alanı içerisinde kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri, Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, varsa bu taşınmazlara ait kadastro tutanak örneklerinin kesinleşip kesinleşmediklerini gösterir şekilde getirtilerek dosyasına konulmalı, keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan kayıt kapsamları dışında kalan taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tapu kayıt miktarı dışında davacı yanın belgesizden 100 dönüm iktisap edebileceği nazara alınmalı ve koşulların oluştuğunun saptanması halinde hangi taşınmaz bölümlerini almak istediği hususunda davacıya seçim hakkı tanınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.