Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/6745 E. 2014/7287 K. 29.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6745
KARAR NO : 2014/7287
KARAR TARİHİ : 29.05.2014

MAHKEMESİ : SAMSUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2013/493-2013/733

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı M.. Ö.., D.. Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sonucu paftasında yol olarak bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davanın tespit dışı bırakılma tarihinden itibaren makul sürede açılmadığı, tespitten sonra ise dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan yolun tesciline ilişkindir. 3402 sayılı Yasa’nın 16. maddesi gereği yollar kadastro tespiti sırasında haritasında gösterilmekle yetinilir. Bu tip yerlerin komşu parselleri hakkında kadastro tespit tutanaklarının düzenlenmesi usulüne uygun olarak sürdürülen zilyetliği kesintiye uğratmaz. Dolayısıyla davacı kadastro tespiti öncesinden beri sürdürdüğü zilyetlik nedenine dayanarak adına tescil talebinde bulunabilir. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde yalnızca hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlarla ilgili olarak 10 yıllık hak düşürücü süre belirlenmiş olup, gerek 3402 sayılı Yasa’da, gerekse de 4721 sayılı Yasa’nın tescil hükümlerini düzenleyen maddelerinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen ya da hak düşürücü süre belirleyen yasal düzenleme yoktur. Hal böyle olunca yasal dayanağı bulunmadığı halde makul süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir. Ayrıca, 4721 sayılı Kanun’un 713/3. maddesi uyarınca tescil davasında husumetin Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişiliğine yöneltilmesi zorunludur. Hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun’un 1. maddesi gereğince Samsun Büyükşehir Belediyesinin sınırları tüm ilin mülki sınırları olarak belirlenmiş ve köylerin tüzel kişiliği kaldırılmış olmakla taşınmazın bulunduğu İlçe Belediyesi ile Samsun Büyükşehir Belediyesine de husumet yöneltilerek davaya devam edilmesi gerekir. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.