Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/6719 E. 2014/7279 K. 29.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6719
KARAR NO : 2014/7279
KARAR TARİHİ : 29.05.2014

MAHKEMESİ : MANAVGAT 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2012/93-2013/428

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
1963 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 87 parsel sayılı 19,700 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Hazine adına tespit edilmiş, itiraz üzerine hükmen Y.. A.. adına tescil edilmiş ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında eski 87 parsel sayılı 19,700 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz yeni 175 ada 1 parsel olarak 20.035,17 metrekare yüzölçümü ile tescil edilmiştir. Davacı L.. A.., hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın tapusunun iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 28.06.1963 tarihinde yapılmış ve kadastro tespiti hükmen kesinleşerek 25.06.1984 tarihinde tapuya tescil edilmiş; tutanağın kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıldan fazla zaman geçmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra artık, “kadastrodan önceki nedenlere” dayanılarak dava açılamaz. Maddede sözü edilen “kadastro” tarihi, taşınmaz hakkında kadastro tespitinin yapılıp tutanak tanzim edildiği tarihtir. Mahkemece dava, “kadastrodan önceki nedenlere” dayalı bir dava olarak kabul edilerek davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ise de mahkemenin değerlendirmesi dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı, kadastro tespitinden sonra tanzim edilen 01.05.1967 tarihli senede dayanarak dava açmış olup, kadastrodan (yani kadastro tarihinden) sonraki nedene dayanmıştır. Kadastrodan sonraki nedenlerle açılan davalarda 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece davanın esası hakkında araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.