Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/6715 E. 2014/8260 K. 13.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6715
KARAR NO : 2014/8260
KARAR TARİHİ : 13.06.2014

MAHKEMESİ : TOMARZA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/01/2013
NUMARASI : 2008/190-2013/9

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Ş.. Köyü çalışma alanında bulunan .. ada .. ve .. ada ..parsel sayılı 44.460 ve 8014 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar İ.. Y.. ve H.. Y.. ile ölü oldukları tutanağın beyanlar hanesinde belirtilen M..T.. ve S.. Y.. adlarına hisseleri oranında tespit ve tescil edilmiştir. Davacı İ.. T.., çekişmeli taşınmazların tamamının babası M..T..’e ait olduğu iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli .. ada..parsel sayılı taşınmazın 2/3 hissesinin M. T..mirasçıları adına, .. ada ..parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile M..T.. mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan İ..Y.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava ehliyeti, davada taraf olma ehliyetidir. Nitekim, 6100 sayılı HMK’nın 50. maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların, davada taraf ehliyetine de sahip olacağı hüküm altına alınmıştır. Yasa hükmünde belirtildiği üzere taraf ehliyeti, medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şeklidir. Maddede, gerçek ve tüzel kişi ayırımı yapılmaksızın, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada taraf ehliyetine de sahip olacağı; 4721 sayılı TMK’nın 28. maddesinde ise, gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği belirtilmiştir. Diğer yandan, gerek Türk Medeni Kanunu gerekse Hukuk Muhakemeleri Kanunu, dava açıldığı zaman hayatta olup, dava sırasında ölen kişiler yönünden düzenleyici hükümler (HMK m.55) getirmiş; ancak, dava açıldığı sırada ölü olan kişiler hakkında ise herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Öncelikle belirlemek gerekir ki, dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişinin taraf ehliyetini yitireceği kuşkusuzdur. 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesine göre tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartları olarak düzenlenmiştir. Aynı Kanunun “dava şartlarının incelenmesi” başlıklı 115/2. maddesi “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmünü içermekte olup, anılan maddenin “gerekçe” bölümünde de aynı şekilde dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise usul ekonomisine uygunluk sağlanabilmesi için hakimin usulden ret kararı vermeden önce, eksikliğin tamamlanması için ilgilisine kesin süre verileceği esasının benimsendiği belirtilmiştir. Diğer yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124/4. maddesi ile getirilen “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” şeklindeki düzenleme ile dava dilekçesinde, tarafın yanlış gösterilmesinin “kabul edilebilir bir yanılgıya dayanılması halinde, taraf değişikliğinin kabul edilebileceği hüküm altına alınmıştır. Dava, kadastro sonucu oluşan tapu kaydının, kadastro öncesi oluşmuş tapu kaydına dayanılarak iptali ve tescili isteğidir. Davanın açıklanan bu niteliğiyle, çekişmeli taşınmazın tapu kayıt maliklerinden S.. Y..’a doğru olarak husumet yöneltilmiştir. Dosya kapsamından ise, davalı S.. Y..’ın dava açıldığı sırada ölü olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, davanın taraf ve dava ehliyeti olmayan kişiye karşı açıldığı sabittir. Bu gibi durumlarda, belirtilen yasa maddeleri uyarınca, verilecek ara kararla durumun belirtilmesi, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve davanın doğru hasma yöneltilmesi için davacıya imkan sağlanması gerektiği kabul edilmelidir. Hal böyle olunca; Mahkemece, davacıya taraf ve dava ehliyeti şartı noksanlığını gidermesi için HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca kesin süre verilmeli, taraf teşkilinin sağlanması halinde davaya devam edilmelidir. Aksi halde S.. Y.. payı yönünden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmelidir. Temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 13.06.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.