YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6501
KARAR NO : 2014/7946
KARAR TARİHİ : 09.06.2014
MAHKEMESİ : VİRANŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2013
NUMARASI : 2010/471-2013/454
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı M.. T.., K.Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünün kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Asli müdahil S.. T.. ise dava konusu taşınmaz bölümünü davacıdan satın aldığı iddiasıyla davaya müdahale etmiştir. Yargılama devam ederken Hazine dava konusu taşınmaz bölümünün imar-ihyasının tamamlanmadığı iddiasıyla Hazine adına tescili talebinde bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ve asli müdahilin davasının reddine, hükme dayanak yapılan fen bilirkişisi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen toplam 58.933,45 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ve asli müdahil tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümünün imar-ihyasının tamamlandığı ve dava konusu taşınmaz bölümünün tarla olarak 26 yıldır kullanıldığı; ancak davacı ile asli müdahil arasında niza bulunduğu, TMK’nın 713. maddesinde belirtilen nizasız kullanım şartının davacı ve asli müdahil yönünden gerçekleşmediği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Mahallinde yapılan keşif sırasında beyanları alınan yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile yöntemince yapılan hava fotoğrafı incelemesi ve ziraat bilirkişisi raporlarından, dava konusu taşınmaz bölümünün imar-ihyasının tamamlandığı ve yirmi yıl süreyle tarım arazisi olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ile asli müdahil ve Hazine ile davacı ve asli müdahil arasında yargıya intikal eden niza bulunmadığı gibi taraflar arasında daha evvel yargıya intikal etmiş ve taraflardan biri lehine veya aleyhine verilmiş bir hüküm de bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece yalnızca davacı ve asli müdahil arasındaki uyuşmazlık ve anlaşmazlığın TMK’nın 713. madde anlamında niza olarak değerlendirilmesi isabetsiz olduğu gibi; hükümden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun uyarınca Şanlıurfa İli’nin mülki sınırlarının Büyükşehir Belediye sınırı olarak belirlendiği ve Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde bulunan köylerin tüzel kişiliği kaldırıldığı dikkate alınarak Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve 6360 sayılı Kanun’un geçici 1/13. maddesi uyarınca Viranşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmedir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.