Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/6316 E. 2014/6878 K. 26.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6316
KARAR NO : 2014/6878
KARAR TARİHİ : 26.05.2014

MAHKEMESİ : ÇİFTLİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2013
NUMARASI : 2012/9-2013/10

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Ş.. Köyü çalışma alanında bulunan 124 ada 68 parsel sayılı 3.348,66 metrekare yüzölçümlü taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle L.. E.. ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı M.. D.., dava konusu taşınmazın sınırlarını göstereceği bölümünün kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 8. maddesine göre dava konusu taşınmazın mutlak tarım arazisi olduğu ve ifrazının mümkün olmadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı, M.. D.. kadastrodan önceki zilyetliğe dayanarak dava konusu taşınmazın hükme dayanak yapılan fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün kendisine ait 124 ada 69 parselin parçası olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar dava konusu taşınmaz bölümünün elli yıldır davacı tarafından kullanıldığını beyan etmişlerdir. Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun amacı; toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölümlenmelerinin önlenmesi olup bu kanun kadastro tespitinden sonraki sebebe dayanılarak açılan tapu iptal ve tescil davalarında uygulama alanına sahiptir. Davacı kadastrodan önceki sebebe dayanarak dava açmış olup yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından, dava konusu taşınmaz bölümünün elli yıldır davacının fiili kullanımında olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.