Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/6245 E. 2014/14841 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6245
KARAR NO : 2014/14841
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

MAHKEMESİ : KÜTAHYA KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2014
NUMARASI : 2011/9-2014/11

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “taraf dayanağı tapu kayıtlarının usulüne uygun şekilde yerine uygulanması, tapu kayıtlarının kapsamlarının ve hukuki değerini yitirip yitirmediğinin belirlenmesi, tapu kayıtları uymadığı takdirde usulünce zilyetlik araştırması yapılması, taşınmazın satışa konu edilip edilmediğinin belirlenmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 3002 ada 88 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının davacı Ş.. Ö.., 1/2 payının ise davalı M.. H.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı M.. H.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının taşınmaza uymadığı, önceki malik A. Y. mirasçıları tarafından taşınmazın yarı yarıya olarak davacı ve davalının bayilerine satıldığı, tarafların bayilerinden de yarı yarıya olacak şekilde davacı ve davalıya geçtiği, gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur. Dosya kapsamına göre tarafların tutundukları tapu kayıtlarının taşınmaza uyduğu kanıtlanamanış olup, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki önceki günlü bozma ilamında tapu kayıtlarının taşınmaza uymadığının belirlenmesi halinde usulünce zilyetlik araştırması yapılması gereğine değinildiği halde mahkemece, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, bir başka deyişle davacı veya davalı taraflardan hangisi lehine zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleştiği veya gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında usulünce araştırma yapılmamış, yetersiz ve soyut nitelikteki bilirkişi ve tanık beyanları ile hüküm kurulmuştur. O halde doğru sonuca varılabilmesi için yöreyi ve taşınmazı iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız yerel bilirkişi ve tanıklar ve uzman bilirkişi tapu fen memuru, tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, dava konusu taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi, taşınmazı kimin nasıl kullandığı, kimden satın aldığı veya kendisine mirasen kimden intikal ettiği hususları ile birlikte özellikle, çekişmeli taşınmaz ile dava dışı 3002 ada 104 parsel sayılı taşınmazın öncesinde davalı tarafça ileri sürüldüğü gibi bir bütün olup olmadığı, öncesinin bütün olması halinde 104 parsel sayılı taşınmazın, ilk malik A. Y. mirasçısı İbrahim’in payını satın aldığı öne sürülen davacı bayii Murat’ın satın aldığı 1/2 paya karşılık olmak üzere verilip verilmediği hususları hakkında yerel bilirkişi, tanıklar ile tutanak bilirkişilerinden ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu hususlar ve bozma ilamına uyulmuş olmasıyla oluşan usuli kazanılmış hak nedeniyle bozma gereğinin tam olarak yerine getirilmesi gerektiği göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup davalı M.. H.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.