Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/6090 E. 2014/7079 K. 27.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6090
KARAR NO : 2014/7079
KARAR TARİHİ : 27.05.2014

MAHKEMESİ : İNCESU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2012/3-2013/216

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Ç.. Mahallesi çalışma alanında bulunan 169 ada 74 parsel sayılı 34.315,24 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeni ve ham toprak niteliğiyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı İ.. D.., miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 7.161,52 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı İ.. D.. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro sırasında devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu gerekçesiyle Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmaz hakkında açılmıştır. Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yanında miras yoluyla gelen hakka da dayanmıştır. Çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 02.12.2005 tarihinde yapılmış, davacının murisi, davacı dışında başka mirasçıları da olduğu halde 07.12.2007 tarihinde ölmüştür. Bu durumda davacı, kadastro tespit gününe kadar miras bırakan yararına Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki koşulların varlığını ve iştirak halinde mülkiyette kendi adına tescil talep eden bir mirasçının tek başına üçüncü kişiye karşı açtığı davanın dinlenemeyeceği ilkesinden hareketle kadastro tespitinden sonra ölen murisin mirasçıları arasında yapılan paylaşma ile ya da başka bir hukuki sebeple taşınmazın kendisine kaldığını kanıtlamak zorundadır. O halde davacıya belirtilen hususlara ilişkin iddiasını kanıtlama imkanı verilmeli, ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 27.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.