Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/6081 E. 2014/9692 K. 04.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6081
KARAR NO : 2014/9692
KARAR TARİHİ : 04.07.2014

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ….Köyü çalışma alanında bulunan 111 ada 76, 97 ve 99 parsel sayılı 16.012.83, 5.247,50 ve 9.230,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar murisi …. adına tespit edilmiştir. Davacı …, miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların 1/2 payının adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitlerine karşı 30 günlük askı ilan süresi içinde açılan kadastro tespitine itiraz davasıdır. Davacı, çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiğini ve kendisinin de pay sahibi olduğunu iddia etmiş; davalılar ise taşınmazların uzun yıllardır babalarının kullanımında bulunduğunu ve davacının hakkı olmadığını söylemiştir. Dava, bu haliyle 3402 sayılı Yasa’nın 30/2. maddesinde yazılı ve mahkemenin re’sen araştırma yaparak gerçek hak sahibini belirleyeceği davalardan olmadığından, hakim, iddia ve savunma ile bağlı olup davayı bu çerçevede ele alıp sonuçlandırmalıdır. Hal böyle olunca mahkemece, intilafın dışına çıkılarak ziraatçı bilirkişi raporundan hareketle taşınmazın niteliğine yönelik değerlendirme yapılmasında isabet bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf, çekişmeli taşınmazın müşterek muristen intikal edip etmediği ve müşterek muristen intikal etmiş ise mirasçıları arasında yöntemine uygun taksim yapılıp yapılmadığına ilişkindir. O halde, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle tarafların ortak murisi olduğu iddia edilen Munzur Efendi’nin tüm mirasçılarını gösterir nüfus kayıtları getirtilerek mirasçılarının kimler olduğu belirlenmeli, mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişilerinin tümü ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ayrı ayrı dinlenilip bu şahıslardan, çekişmeli taşınmazların ortak muristen kalıp kalmadığı, murisin ölümünden sonra taksime tabi tutulup tutulmadığı, taksime tabi tutulmuş ise kime isabet ettiği, davalı tarafa isabet etmiş ise diğer mirasçılara ne verildiği, taşınmaz verilmiş ise

nereden verildiği ve diğer mirasçılara verilen taşınmazların akıbetlerinin ne olduğu, taşınmazların kim tarafından ne kadar zamandır kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, mirasçılar arasında taksim yapılmadığının anlaşılması halinde mirasçılık ilişkisi devam ettiği süre zarfında taşınmazlara zilyet eden mirasçılar yararına zilyetlikle iktisap hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeli; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 04.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.