Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/592 E. 2014/3768 K. 03.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/592
KARAR NO : 2014/3768
KARAR TARİHİ : 03.04.2014

MAHKEMESİ : BEYKOZ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2012/434-2013/546

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda İ. Mahallesi çalışma alanında bulunan 2106 ada 1 parsel sayılı 319,42 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın davacılar kullanımında olduğu şerhi verilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hayrettin ve Z.. K.., taşınmazlarına bitişik, çıkmaz yol olarak bırakılan kısmın da kendi kullanımlarında olduğunu öne sürerek bu bölüm için de adlarına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda 167,50 metrekare olarak gösterilen bölümün 2106 ada 1 nolu parselin yüzölçümüne eklenerek bu parselin 486,92 metrekare yüzölçümü ile Hazine adına tapuya tesciline, taşınmaz ve üzerindeki binaların davacılar kullanımında olduğunun tapunun beyanlar hanesine şerhine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine ve Kadastro Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çıkmaz yol olarak bırakılan kısmın davacı yanın kullanımında olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne dair hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. 3402 sayılı Yasa’nın Ek 4. maddesi gereğince “6831 sayılı Yasa’nın 20.06.1973 tarihli kanunla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadasto tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle bu Kanunun 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir” hükmünü taşımaktadır. Bu maddenin amacı kadastro sırasında taşınmazın fiili kullanıcısının tespit edilmesidir. Bu maddeye dayanılarak açılacak davalarda kabul kararı verilebilmesi için öncelikle davacı tarafın taşınmazı kullandığının ispat edilmesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişiler, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı ekonomik amacına uygun olarak
kullanan ve kullanımları korunması gerekli koşulları taşıyan kişilerdir. Ne var ki mahkemece mahallinde yapılan keşifte dinlenen tek tanığın yetersiz ve soyut içerikli beyanı esas alınarak hüküm kurulmuş, fen bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmaz bölümünün fiiliyatta yol olduğunun bildirilmiş olduğu halde bu beyan da tartışılıp, değerlendirilmemiştir. Oysa, kabul kararı verilebilmesi için çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliği ve kullanım durumunun açıklığa kavuşturulması zorunludur. Hal böyle olunca; mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde fen bilirkişisi, ziraatçi bilirkişi, yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın kim ya da kimlerin, ne şekilde fiili kullanımında olduğu hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi; ziraatçi bilirkişiden ise çekişmeli taşınmazın niteliği ve kullanım şekli hakkında rapor alınmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.