YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5803
KARAR NO : 2014/7008
KARAR TARİHİ : 26.05.2014
MAHKEMESİ : ULUS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/01/2014
NUMARASI : 2013/27-2014/26
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu İ.. Köyü çalışma alanında bulunan 115 ada 6 parsel sayılı 965,91 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak Y.. M.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı G.. M.. kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bir bölümününe yönelik olarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın bilirkişiler kurulu tarafından düzenlenen 28.08.2013 tarihli raporuna ekli haritada (A) harfi ile işaretli 11,66 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile 115 ada 2 parsele ilave edilmek suretiyle davacı G.. M.. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Yaşar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece kabul nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemiştir. Davacı G.. M.., adına kayıtlı 115 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile davalı adına kayıtlı aynı ada 6 parsel sayılı taşınmaz arasındaki ortak sınırın yanlış ölçüldüğünü, kendi taşınmazının eksik yazıldığını öne sürerek dava açmıştır. Davalı Y.. M.., 06.03.2013 havale tarihli cevap dilekçesi ile davacının yaptırdığı aplikasyon neticesinde taşınmazları arasındaki sınırda yanlışlık yapıldığının anlaşıldığını ancak kendisinin bir kusuru bulunmadığı ve davayı kabul ettiğini belirtmiş ise de keşifte tarafların ortak sınıra ilişkin beyanlarından sonra fen bilirkişisi tarafından davacının hak iddia ettiği ve davalının kabul ettiği bölümün gösterildiğine dair herhangi bir açıklık bulunmadığından kabul beyanının taşınmazın hangi bölümüne ilişkin olduğu açık değildir. HMK’nın 308. maddesi hükmüne göre “Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafat etmesidir”. Taraflar arasındaki ortak sınıra ilişkin uyuşmazlık çok küçük bir yeri kapsadığından ancak keşif sonrası ihtilaflı alan belirlenebileceği için davacının talep sonucu belli olmadığından davalının talep sonucuna muvafakat ettiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca mahallinde keşif yapılarak öncelikle davacıdan hak iddia ettiği taşınmaz bölümlerini açıkça göstermesi istenmeli, bu bölüm fen bilirkişisine işaret ettirilmeli, bu süreç keşif tutanağında açıklattırıldıktan sonra davalı tarafa kabul beyanının hangi bölüme ilişkin olduğu sorulmalı, davacının iddia ettiği bölümlerin davalının kabul ettiği bölümler dışındaki yerleri de kapsaması halinde iddia ve savunma doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmalı sonucuna göre bir karar verilmelidir. Davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.