YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5773
KARAR NO : 2014/7001
KARAR TARİHİ : 26.05.2014
MAHKEMESİ : AYDIN KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2013
NUMARASI : 2013/19-2013/26
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “mera araştırması yapılması, taşınmazların mera olmaması halinde yeterli biçimde zilyetlik araştırması yapılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 201 ada 111 ve 206 ada 80 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi davalı İ.. K.. adına tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, adına tescil kararı verilen davacı yönünden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek sureliyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında “mera araştırması yapılması, taşınmazların mera olmaması halinde yeterli biçimde zilyetlik araştırması yapılması” gereğine değinilmiştir. Bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozmada işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Davacı Hazine vekili dava konusu 201 ada 111 parsel sayılı taşınmazın tahmini 2000 metrekare, 206 ada 80 parsel sayılı taşınmazın ise tahmini 1000 metrekare yüzülçümündeki bölümlerinin orta malı niteliğinde mera olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davacı tarafa taşınmazların hangi bölümleri üzerinde mera iddiasında bulundukları hususu sorulmamış, keşifle dava konusu yapılan bölümlerin davacı tarafça gösterilmesi suretiyle haritalarında işaret ettirilmemiş, diğer yandan taşınmazların davaya konu bölümleri üzerinde sürdürülen zilyetliğin sürüdürülüş biçimi ve süresi araştırılmamış, taşınmazın niteliği ve zilyetlik hususlarında yapılan araştırmada hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, dava konusu taşınmazların tespit tarihi olan 2006 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf ve zilyetlik tanıkları, tespit bilirkişileri, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu katılımı ile keşif yapılmalıdır. Taşınmazların başında yapılacak keşif sırasında davacı taraftan taşınmazların davaya konu bölümlerinin gösterilmesi istenilerek davanın kapsamı belirlendikten sonra yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazların davaya konu bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, taşınmazların Öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, olaylara dayalı olarak ayıklattırılmak, 3 kişilik zirai bilirkişi kurulundan; çekişmeli taşınmazların davaya konu bölümlerinin toprak yapısı ile taşınmazların geriye kalan bölümlerinin toprak yapısını mukayese eder şekilde taşınmazların davaya konu bölümlerinin toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazların davaya konu bölümlerinin incelenen 3 adet fotoğrafa göre sınırlarının ve niteliğinin belirlenmesi, islenilmeli, taşınmazların davaya konu bölümlerinin tüm yönlerinden gösterir fotoğrafları çektirilmeli, fen bilirkişiye keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, mahkeme gözlemi de tutanağa yansıtılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.