Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/5709 E. 2014/7912 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5709
KARAR NO : 2014/7912
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

MAHKEMESİ : SİLOPİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2013
NUMARASI : 2010/462-2013/489

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar, B..Köyü çalışma alanında bulunan ve 1964 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan ve .. parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde ve doğusunda bulunan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişileri raporunda (A) harfi ile işaretli 13.444,95 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın özel mülkiyete konu tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın batısında bulunan ..parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanak örneği getirtildiği halde dayanağı olan 23.03.1962 tarih ve 88 sayılı tapu kaydı getirtilerek çekişmeli taşınmazı ne okuduğu belirlenmemiş, davacılar vekili dava dilekçesinde davacılar ile birlikte E.. A.. adına da dava açtığı halde bu kişiye ait vekaletnamesini ibraz etmemiş vc karar başlığında adı gösterilmemiş, davacılar ve miras bırakan babaları M..K.. adına belgesizden tespit ve tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı sorulmamış, dava konusu taşınmazın hava fotoğrafları getirtilip yöntemince uygulanmamıştır. Davacı taraf dava konusu taşınmazın bitişiğinde bulunan .. parselle bütün halde kullandıklarını öne sürerek bu parselin paydaşları adına tescil istemiyle dava açmışlardır… parsel sayılı taşınmaz kadastro sırasında davacıların ortak miras bırakanı M.. K.. adına tespit edilmiş, 1/4 paylarla E..A.. Güli, Ahmet ve Y.. K.. adlarına irsen intikal etmiştir. Yapılan keşifte de taşınmazın davacılara murisleri Mehmet’ten kaldığı bildirilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 640. maddesi uyarınca, mirasçılar arasında elbirliğiyle mülkiyet hükümleri geçerli olup ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Bu nedenle, miras yoluyla gelen hakka dayanılarak genel mahkemelerde açılacak davalarda, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya diğer mirasçıların muvafakatlarını almaları ya da miras şirketine temsilci tayin ettirmeleri gereklidir. Öncelikle davacı vekilinden adına dava açtığı E.. A..’in vekaletnamesi istenilmeli, ibraz edilememesi halinde ise yukarıda değinildiği gibi tereke adına dava açıldığı gözetilerek ya adı geçen mirasçının davaya muvafakati sağlanmalı veya terekeye temsilci tayin ettirilmelidir. Dava koşulu sağlandıktan sonra doğru sonuca ulaşılabilmesi için, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen kısıtlama ile ilgili olarak aynı çalışma alanı içinde davacılar ve ölüm tarihine göre 20 yıl dolmamışsa miras bırakanları M.. K.. adlarına, belgesizden tespit ve tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı, Kadastro Müdürlüğü, Tapu Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorularak tespit edilmeli, dava konusu taşınmaza komşu .. parsel sayılı taşınmazın dayanağı 23.03.1962 tarih ve 88 sayılı tapu kaydı getirtilerek çekişmeli taşınmazı ne okuduğu belirlenmeli, dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı zamanda çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı’ndan, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaları İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya içine konulmalı, daha sonra taşınmaz başında jeodezi ya da fotogrametri mühendisi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yansız yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal etliği imar-ihya edilmiş ise hangi tarihte imar-ihyanın tamamlandığı, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tüm komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli, mera okuduğunun tespiti halinde mahkemece yöntemine uygun mera araştırması yapılmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılmalı, ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın belirtilen dönem içindeki niteliği ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen raporlar alınmalı, imar-ihyaya tabi taşınmazlardan olduğu belirlendiği taktirde imar-ihyanın tamamlandığı tarih belirlenmeli, HMK’nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.