Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/5576 E. 2014/11195 K. 14.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5576
KARAR NO : 2014/11195
KARAR TARİHİ : 14.10.2014

MAHKEMESİ : İSPİR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2012
NUMARASI : 2006/216-2012/74

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ….Köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 26 parsel sayılı 7.366,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalılar Ü..ve O.. T.. adına 1/2 paylı olarak tespit edilmiştir. Davacı A.. D.., miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak taşınmazın 1/2 payının murisi A..D..ya da mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne; çekişmeli taşınmazın 1/2 payının davacının annesi A.. D.., 1/4’er payının davalılar O.. ve Ü.. T.. adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın muris A..C.. T..’dan kaldığı, mirasçıları arasında paylaşıldığı, 1/2 payının davacının murisine, 1/2 payının davalıların murisine kaldığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmazların muris A.. C.. T..ya ait iken 1960 yılında ölümü ile mirasçılarına kaldığı, mirasçıları arasında 1960’lı yıllarda usulüne uygun şekilde paylaşıldığı, paylaşma neticesinde 1/2 payının davacının murisi A.. D..’ya, 1/2 payının davalıların murisi H.. E..’e kaldığı dosya kapsamıyla belirlenmiştir. Esasen bu yön mahkemeninde kabulündedir. Ancak paylaşma ile miras ilişkisinin sona ererek müşterek mülkiyet hükümlerinin işlemeye başladığı, davacının ya da murisi A.. D..’nın taşınmazı hiç kullanmadığı, 1960’lı yıllardan kadastro tespitinin yapıldığı 2006 yılına kadar davalı tarafça zilyet ve tasarruf edildiği, davalı tarafın 40 yılı aşan kullanımının fer’i zilyetlik olduğu hususunun davacı tarafından da kanıtlanamadığının anlaşılmasına göre, davalı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar vermek gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 14.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.