YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/55
KARAR NO : 2014/988
KARAR TARİHİ : 10.02.2014
MAHKEMESİ : KÜTAHYA KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2013
NUMARASI : 2006/146-2013/22
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında B.. Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 689 parsel sayılı 22623,59 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, korunması gerekli kültür varlığı olması nedeniyle B.. N..vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, korunması gerekli kültür varlığı olduğu ve N.. S.., R..D.., A..H.. Ç.., C.. K.. ve A..B..’ın işgalinde olduğu şerhleri tutanağın beyanlar hanesine yazılmıştır. Davacı N.. S.., tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 101 ada 689 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi Hazine adına tesciline, taşınmaz üzerinde B.. N.. bulunduğunun ve korunması gerekli kültür varlığı olup 1.(Birinci) derecede arkeolojik sit alanı olduğunun kadastro tutanağındaki gibi beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı N.. S.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı taraf, çekişmeli taşınmazın miras bırakanları F.. Ç.. adına olan 15.01.1971 tarih ve 111 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığını ve halen zilyetliklerinin devam ettiğini iddia etmiştir. Mahkemece, davacı tarafın dayanak tapu kaydının sınırları itibariyle çekişmeli 101 ada 689 parsel ile dava konusu edilmeyen 101 ada 57 parseli de kapsadığı, ancak davacı tarafın zilyetliğinde bulanan taşınmaz miktarının tapu kayıt miktarının çok üzerinde olduğu, çekişmeli parselin ise 1. derece arkeolojik sit alanında kalmasının yanında korunması gerekli kültür varlığı olduğu ve zilyetlik yoluyla iktisap edilemeyeceği gerekçesi ile yazılı hüküm kurulmuştur. Davacı tarafın dayanak tapu kaydı, doğusunda K.. D..yolu, batısında K.. Caddesi, kuzeyinde T.. Taşı, güneyinde çeşme okumakla gayri sabit sınırlıdır. Tapu kaydının bu niteliği itibari ile miktarı ile geçerli olacağı yönündeki mahkeme kabulünde bir isabetsizlek bulunmamaktadır. Bu nitelikteki tapu kayıtlarının kapsamı sabit sayılan sınırlar esas alınarak miktarına göre belirlendikten sonra bu miktarın dışında kalan yerlerin miktar fazlası olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ile davacı tanığı, tapu kaydının sınırında okunan isimli yolların taşınmazın doğu ve güneyindeki yollar olduğunu, çeşme sınırının ise güneyindeki 104 ada 40 sayılı parsel olduğunu ileri sürmüşlerdir. Mahkemece, tapu kaydı ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle getirtilerek miktar ve sınırında değişiklik olup olmadığının belirlenmemesi, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin bahsi geçen 104 ada 40 parsel ve dava dışı 101 ada 57 parsel sayılı taşınmazın komşu parsel tutanak ve dayanağı belgeler getirtilerek denetlenmemesi nedeniyle yapılan araştırma, inceleme ve değerlendirme hüküm kurmak için yeterli değildir. Doğru sonuca ulaşabilmek için, tapu kaydı ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri varsa harita veya krokileri ile 104 ada 40 parsel ve dava dışı 101 ada 57 parsel sayılı taşınmazın komşu parsel tutanak ve dayanağı belgeler getirtilerek dosya tamamlandıktan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle ve dayanakları olan tüm belgeler okunup, tapu kaydı gayri sabit sınırlı olduğundan sabit sayılacak sınırdan başlanarak kapsamı belirlenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, keşfe götürülecek teknik bilirkişiye sabit hudutlardan başlamak üzere tapu kaydının miktarı kadar araziyi gösterir keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, tapu kaydının miktarı itibariyle kapsamı yöntemince belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın, tapu kaydının sabit sayılan sınırdan başlayarak miktar itibariyle kapsamında kalması halinde tapu kaydının mülkiyet belgesi olduğu göz önüne alınarak sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.