Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/540 E. 2014/3886 K. 04.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/540
KARAR NO : 2014/3886
KARAR TARİHİ : 04.04.2014

MAHKEMESİ : HİLVAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2013/12-2013/122

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, A. K. Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan kuzeyi 18 sayılı parsel ve kısmen tapulama harici yer, doğusu ve güneyi 18 sayılı parsel, batısı tapulama harici yer ve kısmen Şahabettin-Tiki yolu ile çevrili yaklaşık 73000 metrekare miktarlı ve yine kuzeyi, güneyi ve batısı tapulama harici yerler, doğusu 5 sayılı parsel ile çevrili yaklaşık 25000 metrekare yüzölçümlü taşınmazlar hakkında, kadastro sonrası imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuş ve ayrıca dava konusu taşınmazların Hazine adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “davacının davasının kısmen kabulü ile; Şanlıurfa İli, Hilvan İlçesi, A. K. Köyünde bulunan, fen ve harita mühendisi bilirkişiler A. Ş. ve A.K. tarafından tanzim edilen 05.09.2013 tarihli bilirkişi raporu ve ekindeki krokide ”A3” ve ”A9” harfi ile gösterilen toplam 86.023,80 (A3=19.925,29, A9=66.098,51 m2) metrekare yüzölçümündeki tapulama harici arazilerin, davacı F.. İ.. adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil istemine ilişkindir. Mahkemece; “davacı yararına 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17. maddeleri gereğince dava konusu taşınmazlar üzerinde kazandırıcı zamanaşımı yolu ile mülk edinme koşullarının gerçekleştiği” gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Çekişme konusu taşınmazların bulunduğu Aşağı Külünçe Köyü çalışma alanında hangi tarihte kadastro tespitlerinin yapıldığı ve kesinleştiği, taşınmazların hangi nedenle tespit harici bırakıldıkları araştırılmamış, komşu parsellerin kadastro tutanakları ve dayanak belgeleri getirtilmemiş; belgesiz araştırmasında, Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden davacının adına belgesiz olarak kazandırıcı zamanaşımı yoluyla başka taşınmaz tespit ya da tescil edilip edilmediği yönünde araştırma yapılması gerekirken, dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak usulüne uygun olmayan biçimde müzekkere yazılmış; Türk Medeni Yasası’nın 713/4. maddesinde öngörülen ilanlar, keşif yapılmadan önce ve taşınmazların bulunduğu köyden
farklı bir köyde anılan hükme aykırı olarak yapılmıştır. Yine; dava konusu yerlere ilişkin kadastral pafta örneği, memleket haritası (1/25000 ve 1/5000 ölçekli haritalar), 1/5000 ölçekli standart topoğrafik fotogrametrik harita ile stereoskopik inceleme için model oluşturacak ardışık ve bindirmeli dava tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları getirtilerek, üzerinde jeodozi ve fotogrametri mühendislerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulunca stereoskopik inceleme yaptırılmamış; temin edilen 1985 ve 1989 yıllarına ait hava fotoğraflarının zirai ve jeolog bilirkişiler tarafından yapılan değerlendirilmesiyle yetinilmiştir. O halde doğru sonuca varılabilmesi için; çekişmeli taşınmazların bulunduğu A.K. Köyü çalışma alanında hangi tarihte kadastro tespitlerinin yapıldığı ve kesinleştiğinin ve de taşınmazların hangi nedenle tespit harici bırakıldıklarının araştırılması; Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden usulüne uygun olarak belgesiz araştırması yapılması; dava tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, memleket haritası (1/25000 ve 1/5000 ölçekli haritalar) ve varsa en eski uydu fotoğraflarının temin edilmesi, komşu taşınmazların tamamının kadastro tutanakları ve dayanak belgelerinin ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilmesi ve ardından dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılarak, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarına; taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, imar-ihya edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihin etraflıca sorularak maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü mera okuduğu tespit edildiği takdirde mahkemece yöntemine uygun mera araştırmasının yapılması; üç kişilik jeodozi ve fotogrametri mühendislerinden oluşturulacak bilirkişi heyetine haritalar, hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılması ve ziraat fakültesi toprak bölümü öğretim üyelerinden seçilecek üç kişilik bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların imar-ihya öncesi ve sonrası nitelikleri ile imar-ihyalarının hangi tarihte başlayıp, hangi tarihte tamamlandığı, zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş biçimi ve kullanım durumunu kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirleyen raporlar alınması, HMK’nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulması; Medeni Yasası’nın 713/4. maddesinde öngörülen ilanların usulüne uygun olarak yapılması; öte yandan, 6360 sayılı Kanun uyarınca Şanlıurfa İlinin mülki sınırları, Büyükşehir Belediye sınırı olarak belirlendiğine göre; Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Hilvan Belediye Başkanlığı davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması; ondan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden, kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.