YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5394
KARAR NO : 2014/4645
KARAR TARİHİ : 17.04.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2013
NUMARASI : 2010/657-2013/424
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında V. K. Mahallesi çalışma alanında bulunan 103 ada 2 parsel sayılı 183,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın K.. U.. kullanımında olduğu,103 ada 14 parsel sayılı 239,48 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın Z. N. kullanımında olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı M.. Ö.. çekişmeli taşınmazların bir bölümünün kendi zilyetliğinde olduğu iddiasına dayanarak bu bölümler üzerinde kendi adına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı M.. Ö.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazlar satın alındığında örülen duvarlara göre tespitin yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine dair hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. 3402 sayılı Yasa’nın Ek-4. maddesi gereğince “6831 sayılı Yasa’nın 20.6.1973 tarihli kanunla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle bu Kanun’un 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir” hükmünü taşımaktadır. Bu maddenin amacı kadastro sırasında taşınmazın fiili kullanıcısının tespit edilmesidir. Bu maddeye dayanılarak açılacak davalarda kabul kararı verilebilmesi için öncelikle davacı tarafın taşınmazı kullandığının ispat edilmesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişiler, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı ekonomik amacına uygun olarak kullanan ve kullanımları korunması gerekli koşulları taşıyan kişilerdir. Ne var ki mahkemece mahallinde yapılan keşifte dinlenen tanıkların tarafların kullandıkları yer olarak gösterdikleri yerler ve mahkemece hükme esas alınan duvarlar fen bilirkişi raporunda gösterilmemiş, keşfi
izlemeye yeterli olmayan fen bilirkişi raporu nedeniyle davacının talep ettiği (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin kimin kullanımında olduğu hususu netleştirilmemiştir. Bu nedenle talep edilen çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliği ve kullanım durumunun açıklığa kavuşturulması zorunlu bulunmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde fen bilirkişisi, yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın ne şekilde, kim ya da kimlerin fiili kullanımında olduğu hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, tanıkların gösterdikleri sınırlar ve mahkemece gerekçeye esas alınan duvarlar fen bilirkişi krokisinde gösterilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Davacı M.. Ö..’un temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
17.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.