Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/5097 E. 2014/8095 K. 10.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5097
KARAR NO : 2014/8095
KARAR TARİHİ : 10.06.2014

MAHKEMESİ : AĞRI KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2014
NUMARASI : 2011/279-2014/24

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Y. Köyü çalışma alanında bulunan . parsel sayılı 14.173,94 ve 21.346,26 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Toprak Tevzii Komisyonunca oluşturulan tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı F.. A.., miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında S.. A.. kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, müdahil S.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, .parsel sayılı taşınmaz yönünden müdahilin, kayınpederi M. A.in eklemeli zilyetliğine dayandığı, dava konusu edilen taşınmaza uygulanan ve Hazine adına oluşan tapu kaydının tanzim tarihinin 1961 yılı olup, müdahilin eklemeli zilyetliğine dayandığı kayınpederi M. A.’in 1935 doğumlu olmakla Hazinenin tapusunun ihdası sırasında 26 yaşında olduğu ve tapunun tanzim tarihinden geriye doğru 20 yıllık zilyetlik süresi gözetildiğinde M. A.’in 6 yaşlarında olup bu yaşlarda zilyetliğin başlamasının söz konusu olamayacağından müdahilin dava konusu taşınmazla ilgili zilyetlikle iktisap iddialarının sübuta ermediği, . parsel sayılı taşınmaz yönünden ise mera niteliğinde olduğundan iktisabının mümkün olmadığı gerekçesiyle temyiz eden müdahilin davasının reddine karar verilmişse de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazların, Hazinenin dayandığı ve tespite esas olan Toprak Tevzii Komisyonunca oluşturulan tapu kayıtları kapsamında kaldığı belirlenmiştir. . ada . parsel sayılı taşınmazın dayanağı olan . numaralı belirtmelik parseli ile ilgili belirtmelik tutanağında taşınmazın 5-6 yıldır Y..A..n zilyetliğinde bulunduğu, zilyetlik ile iktisap koşullarının oluşmadığı, . ada .parsel sayılı taşınmazın dayanağı olan 160 (527) numaralı belirtmelik parseli ile ilgili belirtmelik tutanağında ise 1937 tarih 98 tahrir sayılı vergi kaydının miktar fazlası olup meradan açıldığı belirtilmiştir. Mahkemece, sözü edilen vergi kaydının . sayılı parsel yönünü ne okuduğu belirlenmemiş, çekişmeli taşınmazların çevresindeki taşınmazlar hakkında açılan davaların akıbetleri üzerinde durulmamış, keşifte her iki taşınmazın müdahil S.. A..’in kayınpederi M. A. tarafından gelinine çeyiz olarak verildiği belirtildiği halde M. A.’e bu yerin kimden kaldığı belirlenmemiş, M..A..in doğum tarihi esas alınarak ve yöntemince mera araştırması yapılmayarak davanın reddi yoluna gidilmiştir. Bu tür eksik ve yetersiz araştırmaya dayanılarak karar verilemez. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için çekişmeli taşınmazların çevresindeki taşınmazlar hakkında açılan davaların akıbetleri araştırılmalı, derdest olanların dosya inceleme tutanakları ile sonuçlanmış olanların kesinleşme şerhli onaylı karar örnekleri dosya içine konulmalı, Hazinenin dayandığı ve tespite esas olan tapu kayıtlarının oluşum tarihinden önceki 20 yıla ilişkin hava fotoğrafları ve varsa en eski uydu fotoğrafları getirtildikten sonra mahallinde, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi, 1 jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ile komşu köylerde oturan ve davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, tarafların aynı nitelikteki kişiler arasından bildirecekleri tanıkları ve hayatta olmaları halinde toprak tevzii komisyonu çalışmalarında görev yapan yerel bilirkişi veya ihtiyar heyeti üyelerinden çekişmeli taşınmazlarla ilgili bilgi alınmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıklara . ada . parsel sayılı taşınmazın dayanağı olan 160 (527) numaralı belirtmelik parseli ile ilgili belirtmelik tutanağında sözü edilen 1937 tarih 98 tahrir sayılı vergi kaydının sınırları okunmak suretiyle 33 sayılı parsel yönünü ne okuduğu belirlenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, zilyetliğin kimden kime ve nasıl geçtiği, müdahil S.. A..’in kayınpederi M. A.’e bu yerin kimden kaldığı, çekişmeli taşınmazların öncesinin kadim mera olup olmadığı, taşınmazların, tevzii çalışmalarının yapıldığı 1961 yılına kadar ve halen mera olarak kullanılıp kullanılmadığı gibi hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmelidir. Keşfe katılacak ziraatçi bilirkişi heyetinden çekişmeli taşınmazların tarımsal niteliğini bildiren, zilyetlikle edinilebilecek kültür arazisi olup olmadığını açıklayan, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi içeren, gerektiğinde çekişmeli taşınmazların değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden ise çekişmeli taşınmazların hava ve uydu fotoğraflarındaki durumunu gösterir, keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir ayrıntılı rapor alınarak çekişmeli taşınmazın imar-ihya öncesi niteliği ile imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp, hangi tarihte tamamlandığı, zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş biçimi kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.