Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/5064 E. 2014/10026 K. 16.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5064
KARAR NO : 2014/10026
KARAR TARİHİ : 16.09.2014

MAHKEMESİ : ALANYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2012
NUMARASI : 1996/347-2012/934

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz edenlerden S.. T.. vs. vekili Avukat Y. Ö., H.. H.. vekili Avukat G. Ş.ile Karayolları Genel Müdürü vekili Avukat M. Ş. A. geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı H.. H.. vekili 27.08.1996 tarihli dava dilekçesi ile O. Köyü Y. Mevkiinde kadastro sırasında tespit dışı bırakılmış devletin hüküm ve tarassufu altındaki yerlerden olan yaklaşık 4.240,41 metrekarelik yere davalılar A. F. T.ve A.. D.. tarafından betonarme bina ve diğer tesisler yapılarak elatıldığını bildirerek; elatmaların önlenmesi ve binaların hali ile çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisi dışında kalan bölümünün H.. H.. adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davacı A. T.vekili 06.09.1996 tarihli dava dilekçesi ile H.. H.., O.. B.. ve Karayolları İdaresine husumet yönelterek; iki ayrı kişiden satın aldığı yaklaşık 5 dönüm yerin davacı adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacı H.. H..nin davasının kısmen kabulü ile fen bilirkişisi M. Ş. tarafından düzenlenen 18.09.2012 tarihli rapor ve ekindeki kroki 4’de (A) harfi ile gösterilen 4.054,35 metrekarelik kısmın davacı H.. H.. adına tesciline, aynı krokide (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımlara yönelik tescil davasının ve davacı H.. H..nin davalı A.. D.. aleyhine açtığı men’i mücadele ve kal davasının reddine; diğer davalı A.. T.. aleyhine açılan men’i müdahale ve kal davasının kabulü ile A. T.’in mirasçılarının fen bilirkişisi M. Ş. tarafından düzenlenen 18.09.2012 tarihli rapor ve kroki 4’de (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımlara yönelik müdahalesinin men’ine, aynı rapor ve krokide gösterilen 4 adet binanın kal’ine, işbu dosya ile birleşen dosyadaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı karşı davacı A.. T.. mirasçıları S.. T.. ve müşterekleri vekili ile davacı karşı davalı H.. H.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın, devlet karayolu ile deniz arasında kaldığı, 1956 yılında yapılan kadastro sırasında çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölümün orijinal paftasında niteliği belirtilmeden tespit dışı bırakıldığı, komşu taşınmazlara uygulanan 1935 tarih (1) numaralı tapu kaydının miktar itibariyle bu taşınmazı kapsamadığı Ş. B. tarafından düzenlenen 17.03.1997 tarihli ziraatçi bilirkişi raporu ve memleket haritasına göre taşınmazın çok uzun süredir buğday ekilerek kullanıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı çekişmeli taşınmazın 1997 yılından yaklaşık 10 yıl önce kullanılmaya başlandığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de; mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece hükme esas alınan ziraatçı bilirkişi raporunun dosyaya sunulmasından sonra mahallinde yeniden yapılan keşiflerin ardından dosyaya sunulan iki ayrı ziraatçı bilirkişi raporunda, bu kez imar-ihyanın 30-35 yıl önce ve en az 40 yıl önce tamamlandığı bildirilmiştir. Bu şekilde uzman bilirkişi raporları arasında çelişki oluşmuştur. Mahkemece uzman bilirkişi raporları arasında oluşan bu çelişki giderilmeden karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için; öncelikle karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa uyarınca taşınmazın Antalya Büyükşehir Belediye sınırları içinde kaldığı ve O. Belde Belediyesinin Tüzel Kişiliği’nin kalkmış olduğu göz önüne alınarak Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ilgili ilçe belediye başkanlığına husumet yaygınlaştırılarak taraf koşulu sağlanmalı, bundan sonra üç kişiden oluşacak ziraatçı bilirkişi kurulu, jeodezi veya fotogrametri uzmanı bilirkişi ve uzman fen bilirkişi hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli bölümün hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, çekişmeli bölümün ilk kez ne zaman kullanılmaya başlandığı, kullanımın kimden kime ve ne şekilde geçtiği gibi hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmaya çalışılmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalıdır. Keşfe katılacak ziraatçı bilirkişi kurulundan; çekişmeli bölümün tarımsal niteliğini gösterir, çekişmeli bölüm üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç tarihi, şekli ve süresi ile çekişmeli bölümün ne zaman imar-ihya edildiğini irdeler; eğim, bitki deseni ve toprak yapısı itibariyle komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, gerektiğinde çekişmeli bölümün değişik taraflarından çekilmiş fotoğraflarla desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalıdır. Keşfe katılacak fen bilirkişisinden de yapılacak keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir, yerel bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınırlar işaretlenmiş, çekişmeli taşınmaz üzerinde bulunan binalar ile kal’ine karar verilen binaları ayrı ayrı gösteren ayrıntılı rapor alınmalı ayrıca, jeodezi veya fotogrametri uzmanı bilirkişiden alınacak, dava tarihinden 15, 20 ve 25 yıl önce çekilmiş çekişmeli bölümü gösteren hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle yapılacak incelemeye göre çekişmeli bölümün öncesinin ne olduğu, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, bu bölüm üzerindeki imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı gibi hususlarda ayrıntılı değerlendirmeyi içeren, çekişmeli bölümün haritası ile hava fotoğraflarını çakıştırmalı şekilde gösteren ayrıntılı rapor da dosyaya konulmalıdır. Bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Zilyetliğe ilişkin çelişki giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre uzman bilirkişiden, kal’ine karar verilen binaları gösterir şekilde rapor alınmadan hükmün infazında tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
16.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.