YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4996
KARAR NO : 2014/3337
KARAR TARİHİ : 25.03.2014
MAHKEMESİ : AKKUŞ KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2011
NUMARASI : 2009/241-2011/382
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında K. Köyü 196 ada 25 parsel sayılı 407,36 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle, 196 ada 30 parsel sayılı 7.053,66 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ve 216 ada 23 parsel sayılı 1.818,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenle A.. E.. ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı, çekişmeli taşınmazların ortak muristen geldiği iddiasıyla dava açmış, miras hissesi oranında adına tescile karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın 3402 sayılı Yasa’nın 30/2. maddesi gereğince yapılan araştırma sonucu kök muris olan M.. E..’nun mirasçıları adına miras hisseleri oranında tescil edilmek üzere kabulüne, 196 ada 25 parsel, 196 ada 30 parsel ve 216 ada 23 parsellerin kadastro tespitinin iptaline 196 ada 25 parsel, 196 ada 30 parsel ve 216 ada 23 nolu parsellerin Mehmet ve Fatma oğlu, 14.05.1911 doğumlu M.. E..’nun mirasçıları adına hisseleri oranında tespitteki mahiyeti gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı M.. E.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; dava konusu parsellerin evveliyatında davacı ve davalıların kök murisi olan M.. E..’na ait olduğu, kök muris M.. E..’ndan kalan dava konusu parsellerin rızai olarak mirasçıları arasında her hangi bir şekilde taksime konu olmadığı, dava konusu parselleri sadece kök murisin mirasçılarından 3 erkek kardeşin kendi aralarında paylaştıkları, kendileri dışındaki mirasçılara her hangi bir pay vermedikleri, bu nedenle kök muristen geriye kalan dava konusu parsellerde usulüne uygun olarak mirasçılar arasında rızai taksimin olmadığı gerekçesiyle dava konusu parsellerin kök muris M.. E.. mirasçıları adlarına tesciline karar verilmiş ise de; çekişmeli 196 ada 30 ve 216 ada 23 parsellerde tespit maliki görünen Ç. E.ğlu dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmemiş, mahkemece de bu eksiklik giderilmemiştir. Bununla birlikte; temyize konu tüm parseller açısından tespite dayanak tapu kayıtları dosya arasına alınmamış, çekişmeli taşınmazlar üzerinde mirasçılar arasında taksim yapılıp yapılmadığı hususu yeterince araştırılmamış, taşınmazlar üzerindeki Mevlüt zilyetliğinin neye ilişkin olduğu belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için; mahkemece, çekişmeli taşınmazların tespitine esas tapu kayıtları tüm tedavülleri ile birlikte dosya arasına alınmalı, Ç. E.ğlu davaya dahil edilerek, savunma ve delilleri sorulduktan sonra, taşınmaz başında taşınmazı iyi bilen elverdiğince yaşlı, tarafsız şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri ve teknik bilirkişinin katılımı ile keşif yapılmalı, tespite dayanak olan tapu kayıtları tüm hudutları tek tek okunarak yerel bilirkişi yardımı ve teknik bilirkişi eli ile zeminde gösterilmesi sağlanmalı; gösterilen hudutlar fen bilirkişi krokisinde işaretlenmeli; tapu kayıtlarının kapsamı kesin olarak belirlenmeli; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli ve tapu uygulamasını gösterir ayrıntılı krokili rapor alınmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan tapu kapsamında kaldığı belirlenecek bölümlerin tapu malikleri arasında taksim edilip edilmediği, tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölüm olması halinde ise taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime geçtiği, kimin tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, tarafların ortak miras bırakanından kalıp kalmadığı, miras bırakandan kalmış ise terekesinin tüm mirasçıların ya da yasal temsilcilerinin katılımı ile paylaşmaya tabi tutulup tutulmadığı, her bir mirasçıya miras payına karşılık taşınır ya da taşınmaz mal verilip verilmediği, dava konusu taşınmazların kimin miras payına düştüğü, kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı, davalı Mevlüt’ün kullanımının neye istinaden olduğu hususları olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri terekeye dahil taşınmazların tespit tutanakları ve kesinleşmiş iseler kadastroca oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 25.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.