Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/4970 E. 2014/4692 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4970
KARAR NO : 2014/4692
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

MAHKEMESİ : SARIOĞLAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2013
NUMARASI : 2012/354-2013/217

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, M. Köyü çalışma alanında bulunan, 155 ada 149 ve 151 parsel sayılı 1.338,82 ve 2.296,58 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar A.. E.. ve D.E. kullanımında iken zilyetliğin terk edildiği gerekçesiyle ham toprak niteliğinde Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı A.. E.., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı A.. E.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazlarda davacıların 1990 yılından itibaren zilyetliklerinin bulunmadığı ve bu durumun zilyetliğin iradi olarak terk edildiği anlamı taşıdığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan keşif, uygulama ve toplanıp değerlendirilen deliller hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları çekişme konusu taşınmazların davacının murisi Ömer tarafından ölümüne kadar ekilip biçildiğini davacının da ara ara gelip babasına yardım ettiğini muris Ömerin ölümünden sonra davacının şehir dışında çalışıyor olması nedeniyle taşınmazların 5-10 yıl ekilmediğini ve atıl kaldığını, kadastrodan sonra 4-5 yıldır davacının tekrar kullanmaya başladığını belirttiklerine göre; taşınmazı belli bir süre kullanmamanın mutlak olarak terk anlamına gelmeyeceği göz önünde bulundurularak mahkemece 1990 yılından kadastro tespitinin yapıldığı 2005 yılına kadar taşınmazın kullanılmayışı nedeni araştırılıp zilyetliğin iradi olarak terk edilip edilmediği, buna göre mülkiyet hakkından vazgeçilmiş olup olmadığı değerlendirilmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu husus araştırılmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı A.. E..’nun temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.