Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/4942 E. 2014/5217 K. 02.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4942
KARAR NO : 2014/5217
KARAR TARİHİ : 02.05.2014

MAHKEMESİ : MİLAS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2014
NUMARASI : 2012/703-2014/31

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, M.. Köyü çalışma alanında bulunan ve 1965 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda Belediye Başkanlığına karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğine karşı açılan davanın kabulü ile fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.962,45 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacı T.. A.. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek hüküm verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma karar vermek için yeterli değildir. Dava, TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, 1965 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tapulama harici bırakılan yerlerdendir. Davacı, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenlerine dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur. Böyle bir taşınmazın iktisap edilebilmesi için; 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca; emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunludur. Sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait üç ayrı zamanda çekilmiş (1982, 1992 ve 2002 yılları) stereoskopik hava fotoğraflarının dosya arasına konulması ve bu fotoğrafların jeodezi ve fotogrametri uzmanı fen bilirkişilerince stereoskopla incelenmesi gerekir. Mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için dava konusu yere ait uydu ve hava fotoğrafları getirtilerek açıklandığı şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmamış; bilirkişi ve tanık sözleri hava fotoğrafları ve komşu taşınmaz kayıtlarıyla denetlenmemiş, tescili istenen taşınmazın niçin tescil harici bırakıldığı sorulmamıştır. Hal böyle olunca, her ne kadar Milas Belediye Başkanlığı hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş; davacı ve adı geçen Tüzel kişilik tarafından hüküm temyiz edilmemiş ise de, hüküm tarihinden sonra 30.03.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun’un 1. maddesi uyarınca büyükşehir belediyesi sınırları içinde bulunan köylerin tüzel kişiliği kaldırılmış olup, büyükşehir belediyesinin sınırları da bir ilin mülki sınırları haline gelmiştir. Bu nedenle Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’nın ve aynı Yasa’nın geçici 1. maddesinin 13. fıkrası uyarınca ilgili İlçe Belediyesine karşı davanın yöneltilmesinin zorunlu olduğu göz önünde bulundurularak Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı da davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili sağlanmalı; dava konusu taşınmazın hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, ayrıca tescili istenen taşınmazın niçin tescil harici bırakıldığı hususu da Kadastro Müdürlüğünden sorulmalıdır. Bundan sonra, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile 3 kişilik jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetleri aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle hüküm kurulması, kabule göre TMK’nın 713/3. hükmü uyarınca Hazine ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliği yasal hasım durumunda olup yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı halde, yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 02.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.