YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4923
KARAR NO : 2014/10419
KARAR TARİHİ : 23.09.2014
MAHKEMESİ : YAHYALI KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2003-28.04.2011 (EK KARAR)
NUMARASI : 1988/18-2003/14
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak F. Mahallesi çalışma alanında bulunan ..ada .. ve .. parsel sayılı sırasıyla 1.850.00, 11.685.00, 1988,00, 1.936,00 m2 yüzölçümündeki taşınmazlardan .. ada .. sayılı parsel davalı A.Y. adına, .. sayılı parsel paylı olarak A. Y. ve paydaşları, … sayılı parsel davalı A. A. ..parsel sayılı taşınmaz davalı A. Ç. adına, aynı ada .. parsel sayılı 944 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ise kazandırcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle A. Y. adına tespit edilmiştir. Davacılar Emin ve M.. Ç.., miras yoluyla gelen hakka, satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Yargılama sırasında İ. Ç. satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu .. ada .. parsel sayılı taşınmaz yönünden, Y.. Ç.. ise miras yoluyla gelen hakka dayanarak çekişmeli .. ada .. parsel sayılı taşınmaz yönünden davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda katılan davacı İ. Ç.’ın talebinin reddine, çekişmeli .. ada .. parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline, çekişmeli . ada .. parsel sayılı taşınmazların İ. Ç. mirasçıları adına payları oranında tapuya tesciline, çekişmeli .. ada .. parsel sayılı taşınmazın ise davalı A.Y. ve A. G.’e ait payların iptali ile bu payların İbrahim Çomuk mirasçıları adına, geriye kalan payların ise dava dışı denilen tespit malikleri adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı M.. Ç.. tarafından hükmün tavzihinin istenmesi üzerine ek karar ile tavzih talebinin reddine karar verilmiş; tavzih isteminin reddine dair ek karar davacı M.. Ç.. tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar davacı Ali oğlu 1957 doğumlu M.. Ç.. tarafından tavzih isteminin reddine dair ek kararın temyizen bozulması istenilmiş ise de mahkemece oluşturulan gerekçeli karar başlığında davacı Ali oğlu M.. Ç.. adına yer verilmediği gibi karar başlığında ölü M.. Ç.. mirasçıları olarak adlarına yer verilen kişilerin davacı Ali oğlu M.. Ç.. çocukları dahi olmadığı, bu hatanın bir sonucu olarak esas hükmün davacı Ali oğlu M.. Ç.. adına tebliğ de edilmediği anlaşılmış olup, bu halde adına hüküm tebliğ edilmeyen davacı açısından esas kararın kesinleştiğinden söz edilemeyeceğine göre davacı Ali oğlu M.. Ç..’un temyiz dilekçesinin tavzih isteminin reddine dair ek kararın değil, esas hükmün temyizine yönelik kabul edilmesi ile Mahkemenin 28.04.2011 tarih 1988/18, 2003/14 Esas, Karar sayılı ek kararı ortadan kaldırılarak yapılan temyiz incelemesinde;
6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde hüküm içeriğinde davanın taraflarına yer verileceği düzenlediği gibi Kadastro Mahkemesi tarafından verilen kararların infazının mümkün olması yasal bir zorunluluktur. Somut olayda; davacılar E.Ç. ve M.. Ç.. tarafından dava konusu taşınmazların tespitlerine itiraz edilmiştir. Yargılama sırasında sunulan vekalet örneği ile duruşma tutanağındaki açıklamaya göre davacı M.. Ç.. Ali ve Fatma oğlu 1957 doğumludur. Yargılamanın devamı sırasında çekişmeli .. ada . parsel sayılı taşınmaz açısından Y.. Ç.. çekişmeli taşınmazın babası M.. Ç..’a ait olduğunu öne sürerek davaya katılmıştır. Dosya kapsamında bulunan nüfus kayıtlarının incelenmesinde davacı M.. Ç.. Ali oğlu 1957 doğumlu olmasına rağmen katılan davacı Y.. Ç..’un miras bırakanı M.. Ç.. Mehmet oğlu 1326 doğumludur. Bu kimlik bilgilerine göre davacı M.. Ç.. ile katılan davacı Y.. Ç..’un babası M.. Ç.. aynı kişi değildir. Buna rağmen mahkemece davanın tarafları konusunda hata yapılmak suretiyle karar başlığında davacı M.. Ç.. olarak katılan davacı Y.. Ç..’un miras bırakanı M.. Ç..’un mirasçılarının adına yer verilmiş, gerçekte davacı olan M.. Ç.. adına gerekçeli karar başlığında yer verilmemiştir. Öte yandan katılan davacı Y.. Ç..’un çekişmeli taşınmazın babası M.. Ç.. mirasçıları adına tescilini talep ettiği, ancak davacı M.. Ç..’un dava dilekçesinde taşınmazın İ. Ç. mirasçıları adına tescilini istediği hususu hükme gerekçe yapılmış ise de bu husus dahi hatalı olup; katılan davacı Y.. Ç..’un miras bırakanı M.. Ç.. davacı M.. Ç.. olmadığı gibi, davacı Ali oğlu 1957 doğumlu M.. Ç.. İ. Ç.’un mirasçısı olmasına rağmen katılan davacının babası Mehmet oğlu M.. Ç.. İ. Ç.’un mirasçısı olmayıp İ. Ç. terekesine karşı üçüncü kişi konumundadır. Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak ve yukarıda açıklanan gerekçeye dayanılarak çekişmeli ..ada …. parsel sayılı taşınmazların tamamı ile .. ada ..parsel sayılı taşınmazın 3/14 payına tekabül eden kısmı İ. Ç. mirasçıları adına tesciline karar vermiş ise de gerekçede açıklanan maddi olgu ile hüküm birbirine uygun düşmemiş olup dayanılan gerekçe ile oluşturulan hüküm birbiri ile çelişkili hale getirilmiştir. Kaldıki İ. Ç. mirasçısı A. Ç. mirasçıları yararına tescil kararı verildiği belirtilerek ismi sayılan kişiler dahi İbrahim oğlu A. Ç.’un mirasçıları olmayıp katılan davacı Y.. Ç..’un miras bırakanı Mehmet oğlu M.. Ç.. mirasçılarıdır. Bu durumda hüküm ile gerekçe bölümünün birbiri ile çeliştiği kuşkusuz olup bu husus dahi mutlak bozma nedenidir.
O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi hükmüne uygun olarak davanın tüm tarafları ile ölü olanların mirasçıları açık olarak belirlenmeli ve karar başlığında açık kimlik bilgileri ve de sıfatları ile mirasçıları karışmayacak şekilde doğru olarak gösterilmeli, hükümle çelişkisiz gerekçe oluşturularak gerekçe kısmında tarafların tüm talep ve iddiaları dosya kapsamına ve tarafların sıfatlarına uygun olarak değerlendirilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gereklidir. Mahkemece bu olgular dikkate alınmadan karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi hükmün infazında tereddüt doğuracak şekilde tesciline karar verilen çekişmeli taşınmazların pay ve payda eşitliği sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi dahi isabetsiz, davacı M.. Ç..’un temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 23.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.