Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/4883 E. 2014/3320 K. 25.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4883
KARAR NO : 2014/3320
KARAR TARİHİ : 25.03.2014

MAHKEMESİ : ŞİLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2013
NUMARASI : 2012/204-2013/69

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kullanım kadastrosu sonucunda K. Köyü çalışma alanında bulunan 121 ada 4 parsel sayılı 3881,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, 1995 yılından beri üzerinde su dolum tesisleri olduğu, dere mutlak alanı içerisinde kaldığı, 1992’den beri bahçe olarak kullanıldığı ancak kullanıcılarının tam olarak belirlenemediği şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı A.. S.., taşınmazın ve üzerindeki muhdesatların kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, şerhe ilişkin taleplerin ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesinden istenebileceği, genel mahkemeden istenemeyeceği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava, 3402 sayılı Yasa’ya 5831 sayılı Yasa’nın 8. maddesi ile eklenen Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir. Yörede 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında çekişmeli taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı, 1995 yılından beri üzerinde su dolum tesisleri olduğu, dere mutlak alanı içerisinde kaldığı, 1992’den beri bahçe olarak kullanıldığı ancak kullanıcılarının tam olarak belirlenemediği şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş ve tespit 28.04.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı tarafça çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesinde adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile 27.06.2012 tarihinde dava açılmıştır. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’na eklenen Ek 4. madde içeriğinde ve kadastro mevzuatında tespit kesinleştikten sonra genel mahkemede dava açılabilmesini kısıtlayıcı bir hüküm bulunmadığı gibi bu şekilde yapılan tespitler hakkında 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinin uygulanamayacağına ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Davacının Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi gereğince tespitin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre içinde açılan davası nedeniyle tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp, davacının yasada belirtilen şekilde bir kullanımları olup olmadığının tespiti ile oluşacak sonuca göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 25.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.