Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/487 E. 2014/37 K. 20.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/487
KARAR NO : 2014/37
KARAR TARİHİ : 20.01.2014

MAHKEMESİ : AVANOS KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2010
NUMARASI : 1991/62-2010/19

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında S.. K.. çalışma alanında bulunan temyize konu 1590 ve 1983 parsel sayılı 10.400,00 ve 11.800,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı ve vergi kaydı nedeniyle 2/3 hissesi davalılar murisi A..A.., 1/3 hissesi davalılar Kamil ve H..G.. mirasçıları; 5582 parsel sayılı 2096,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, miras yoluyla gelen hak, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit hisselerle davalı Habip ve B.. A.. adlarına tespit edilmiştir. Davacı G..T..ve arkadaşları, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazların murisleri Y..A.. mirasçıları adına payları oranında tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazların payları belirtilerek tespit malikleri ve mirasçıları adına payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı G…T… vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, temyize konu 1590 ve 1983 parsel sayılı taşınmazların tespite esas ve davalı tarafın dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı, 5582 parsel sayılı taşınmazın ise öncesinin kök muris Y..A..’a ait olduğu ve sağlığında 1956 tarihinde davalılardan A.. A..’a sattığı, O’nun da 1986 tarihinde dava dışı A..S..’a sattığı, aynı yıl içinde bu yeri davalılardan Habip ve B.. A..’ın satın aldığı kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Davacılar G.. T..ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazların, ortak muris Y.. A…’dan kaldığını ileri sürerek Yusuf mirasçıları adına payları oranında tescili istemiyle dava açmışlardır. Davalı taraf ise, çekişmeli taşınmazların, müşterek muris Y..A..’ın sağlığında yaptığı satış nedeniyle kendilerine intikal ettiğini ileri sürmüşlerdir. Temyize konu 1590 ve 1983 parsel sayılı taşınmazların, davalı tarafın satıcısı ve tarafların kök murisi Y.. A..’ın paydaş olduğu tapu kayıtları kapsamında kaldığı, 5582 parsel sayılı taşınmazın ise öncesinin tarafların müşterek murisi Y.. A..’a ait olduğu mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile sabit olduğu gibi; bu durum taraflar arasında da uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, öncesi tapuda kayıtlı bulunan 1590 ve 1983 parsel sayılı taşınmazlardaki Y… A.. payının, davalıların murisi A.. A..’a satışının muvazaaya dayalı olup olmadığı; tapuda kayıtlı bulunmayan 5582 parsel sayılı taşınmazın ise miras bırakan Y…A..’ın sağlığında A.. A..’a satılarak zilyetliğinin devredilip devredilmediği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, öncesi tapulu olan 1590 ve 1983 parsel sayılı taşınmazların devrinin muvazaaya dayalı olup olmadığı konusunda yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığı gibi; tapuda kaydı bulunmayan 5582 parsel sayılı taşınmazın, muris Y.. A..’ın satışı nedeniyle davalıların miras bırakanı A..A..’a intikal ettiği kabul edilmiş ise de davalı tarafça dayanılan 1.2.1956 tarihli senet tanıklarının hayatta olup olmadıkları araştırılarak, hayatta iseler dinlenilmesi gerektiği düşünülmemiş, muris Yusuf’un sağlığında oğlu Abidin ile birlikte oturup oturmadığı ve taşınmazdaki zilyetliğini Abidin’e devredip devretmediği konusunda yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı beyan alınmamış, senet içeriğinde taşınmazın, alıcı Abidin’e teslim ve terk edildiğinden söz edilmesine rağmen muris Yusuf tarafından taşınmazın, 1.2.1956 tarihinden sonra da kullanıyor olması halinde bu kullanımının neye dayalı olduğu üzerinde durulmamıştır. Yine 1.2.1956 tarihli senette belirtilen diğer taşınmazların kadastro tespitlerinin sonucunun ne olduğu üzerinde durulmamıştır. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz. O halde, sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahkemece, yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ile birlikte davalı tarafın dayandığı senetlerde imzası bulunan ve sağ olan tanık, muhtar ve azaların tamamı ile fen bilirkişi huzuruyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne şekilde zilyet ve tasarruf edildiği sorulup saptanmalı, öncesi tapuda kayıtlı bulunan çekişmeli 1590 ve 1983 parsel sayılı taşınmazlarda, müşterek muris Y..A..’a ait 2/3 payın davalı A.. A..’a tapudaki 3.12.1958 ve 14.2.1969 tarihli satışına ilişkin temlik işleminin muvazaalı olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalı; 5582 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise, öncesi tapusuz taşınmazda mülkiyetin devri şekle bağlı olmadığından muris muvazaasından söz edilemeyeceği dikkate alınmalı; 1.2.1956 tarihli satış senedinde yer alan zilyetliğin davalı Abidin’e devredildiğine ilişkin ifade göz önüne alınarak hayatta olan senet tanıkları da dinlenilmek suretiyle, senet içeriğinin doğru olup olmadığı, muris Yusuf’un sağlığında oğlu Abidin ile birlikte oturup oturmadığı ve taşınmazdaki zilyetliğini Abidin’e devredip devretmediği belirlenmeli, senet içeriğine göre çekişmeli taşınmazın alıcı Abidin’e teslim ve terk edildiğinden söz edilmesine rağmen, ortak muris Yusuf tarafından 1.2.1956 tarihli senet tarihinden sonra dahi kullanıyor olması halinde bu kullanımının hangi hukuki sebebe dayalı olduğu üzerinde durulmalı, tespite aykırı sonuca varılması halinde çelişkinin giderilmesi için tespit bilirkişileri dinlenmeli, davalı tarafın dayandığı 1.2.1956 tarihli senette belirtilen diğer taşınmazların kadastro sırasında ne şekilde ve kimler adına tespit gördükleri araştırılarak değerlendirilmeli, senetle satışın geçerli olması halinde ise 5582 parsele ilişkin ihtilafın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği hususu düşünülmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı G..T.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.