Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/4806 E. 2014/5459 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4806
KARAR NO : 2014/5459
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

MAHKEMESİ : ORDU KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2013
NUMARASI : 2011/143-2013/202

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Kabadüz İlçesi M.. K.. Köyü çalışma alanında bulunan 7.. ada 1 parsel sayılı 22.837,88 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı S.. Y.. adına tespit edilmiştir. Davacı M.. Y.., satın alma ve tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 794 ada 1 parsel sayılı taşınmazın uzman fen bilirkişisinin 30.09.2013 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 17.540,65 m2’lik kısma ilişkin kadastro tespitinin iptali ile 2 hisse itibarı ile 1 hissesi davacı M.. Y.. adına 1 hissesi davalı S.. Y.. adına tesciline, aynı bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 5.297,23 m2 kısmın ise kadastro tespit tutanağındaki gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı S.. Y.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının dava konusu taşınmazı dava dışı A.. Ü.. İle birlikte satın aldığı ve zilyetliği davalıya devretmediği, davalı tarafından sürdürülen zilyetliğin feri nitelikte olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı, taşınmazın yarı payını tapu kaydına dayalı olarak dava dışı A.. Ü.. ile birlikte satın aldığı, kardeşi davalının bu yeri kendi adına kullandığı iddiasına dayanmış, davalı ise 45 yıldır taşınmaza aslen zilyet olduğunu savunmuştur. Mahallinde yapılan keşifte tespit bilirkişi D.. D.., usule aykırı olarak yerel bilirkişi olarak dinlenilmiş, davalının taşınmaz üzerinde sürdürdüğü zilyetliğin kendi adına mı davacı adına mı olduğu hususu aydınlatılmamıştır, Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için yeniden üç kişilik yerel bilirkişi kurulu tespit edilerek, taraf tanıkları ve tespit bilirkişilerinin tamamı olduğu halde taşınmazın başında yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarından, kadastro tespit gününe kadar taşınmazda kimin, hangi tarihten itibaren ne şekilde ve hangi sıfatla taşınmaza zilyet olduğu, davalı tarafından taşınmazda sürdürülen zilyetliğin keııdi adına mı yoksa davacıya izafeten mi olduğu, hangi sebeple davalının zilyetliğinin bulunduğu maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; alınacak beyanlara göre tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde, tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla ve gerekirse yüzleştirme yapılmak suretiyle dinlenilerek aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, zilyetlik
durumu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde aydınlatılmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan nispi karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.