YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4782
KARAR NO : 2014/5448
KARAR TARİHİ : 05.05.2014
MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2013
NUMARASI : 2012/500-2013/1257
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı A.. K.., H.. Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında dağ olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında tespit tarihinden sonra başlayan kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın uzman fen bilirkişisinin 24.12.2012 tarihli raporuna ekli krokide “B” harfi ile gösterilen 1.561,32 metrekarelik kısmının davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro sırasında dağ niteliği ile tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünün tespit harici bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik hukuki nedenine dayanarak tescili istemi ile Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği aleyhine 05.11.2010 tarihinde açılmıştır. Böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılması mümkün olup somut olayda bu şekilde bir iktisap için imar-ihya işlemlerinin en geç 1989-1990 yıllarında tamamlanmış olması ve bu tarihten dava tarihine kadar taşınmaz üzerinde tarım arazisi olarak zilyetliğin sürdürülmüş olması gerekir. Mahkemece, davacı yararına 3402 sayılı Kanun’un 14 ve 17. madde koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, orman bilirkişisi vasıtası ile yapılan ve bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi olan hava fotoğrafları üzerindeki inceleme imar-ihya işlemini açıklamaktan uzak olup; yalnızca, 1985 tarihi itibariyle taşınmazın yerleşim yerinde kaldığını açıklar mahiyette olduğundan hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; öncelikle, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa uyarınca Kahramanmaraş Belediyesi Büyükşehir Belediyesine dönüştürüldüğüne göre taşınmazın bulunduğu Hacımustafa Köyü hangi ilçe sınırları içinde olduğu belirlenerek İlçe Belediye Başkanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkanlığının da davaya dahil edilmesi suretiyle taraf koşulu sağlanmalı, bundan sonra dava tarihi olan 2010 yılından önceki zilyetlik durumunun tespiti amacıyla bu tarihten 15-20-25 yıl öncesine (1985, 1990 ve 1995 yılları) ait yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları getirtildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, ziraat mühendisi, fotogrametri ve harita mühendisi bilirkişiden oluşacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı. taşınmazın imar-ihyasına hangi tarihte başlandığı, imar ve ihyanın ne şekilde sürdürüldüğü, nasıl emek ve para sarf edildiği, imar ve ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı hususları ile kazanmayı sağlayan zilyetlik koşulları konularında komşu parsellere ait kayıtlar da göz önünde bulundurularak tanıklar ile yerel bilirkişilerin bilgilerine başvurulmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde giderilmesine çalışılmalı, çekişmeli taşınmazın hava fotoğraflarının çekildiği tarihe göre kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup dolmadığı araştırılmalı, fotogrametri uzmanına belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafı ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskop aleti ile inceleme yaptırılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, ziraat bilirkişisinden çekişmeli taşınmazın belirtilen dönem içindeki niteliği ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen raporlar alınmalı, HMK’nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, bundan sonra toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.