Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/4702 E. 2014/6555 K. 21.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4702
KARAR NO : 2014/6555
KARAR TARİHİ : 21.05.2014

MAHKEMESİ : KOCAELİ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2009/355-2013/223

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda S.. Camii Köyü çalışma alanında bulunan 154 ada 5 parsel sayılı 21.981,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera niteliği ile sınırlandırılmıştır. Davacı M.. A.. taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasının yapıldığı, bu tür yerlerin özel mülkiyete konu edilemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığı gibi yapılan değerlendirme dahi davanın niteliğine ve dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak on yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış tapu iptal ve tescil davası niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın tespit tutanağının edinme sebebinde 1937 tarih 169, 170 ve 173 tahrir nolu vergi kayıt malikleri tarafından İ.. A..’na, adı geçen tarafından da davacının murisi Hidayet Azakoğlu’na satıldığı ancak vergi kayıtlarının hudutlarında mera okunması sebebiyle miktarına itibar edilerek154 ada 4 parsel sayılı taşınmazın Hidayet Azakoğlu adına, çekişmeli taşınmazın da miktar fazlası olması sebebiyle mera niteliği ile sınırlandırıldığı belirtilmektedir. Davacı M.. A.., taşınmazın babasına ait iken ölümüyle yapılan rızai taksimle kendisine kaldığını öne sürerek adına tescilini istemektedir. Mahkemece; çekişmeli ve komşu taşınmazlara revizyon gören vergi kayıtları getirtilmediği için keşifte usulüne uygun şekilde uygulanmamıştır. Dosyaya temyiz aşamasında getirtilen vergi kayıtlarının da tespite esas alınan kayıtlar olmadığı görülmektedir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişilerin beyanları son derece soyuttur. Diğer yandan yerel bilirkişiler taşınmazın bir bölümünün muris Hidayet’e ait iken ölümüyle mirasçıları tarafından tarla olarak kullanıldığını, diğer bölümlerin mera ve ormanlık alan olduğunu belirtmelerine rağmen fen bilirkişisi tarafından bu alanların sınırları gösterilmediği için, davacının talebinin taşınmazın bir bölümüne mi yoksa tamamına ilişkin olduğu dahi anlaşılamamaktadır. Üstelik davacı taşınmazın rızai taksimle kendisine ait olduğunu öne sürerek dava açtığı halde bu yöne ilişkin iddiasını kanıtlaması için tanıkları bildirme ve dinletme imkanı dahi tanımamıştır. Eksik inceleme ve araştırma ile karar verilemez. O halde sağlıklı bir sonuca ulaşabilmek için öncelikle; çekişmeli ve komşu taşınmazların tespitine esas alınan vergi kayıtları getirtilmeli, bu kayıtlara ulaşılabilmesi için gerektiğinde kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmalı, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde komşu köylerden; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, orman ve fen bilirkişisi ile 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu huzuruyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, davacının murisine ait ise rızai taksimle davacıya kalıp kalmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, çekişmeli ve komşu taşınmazların tespitlerine esas alınan vergi kayıtları usulüne göre uygulanmalı, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye yeterli ve ayrıntılı rapor alınmalı, orman bilirkişisinden taşınmazın orman olup olmadığı, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan, taşınmazın tamamının ya da bir bölümünün mera, tarım arazisi olup olmadığı, aralarında ayırıcı unsur olup olmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, taşınmazın tamamının ya da bir bölümünün zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun anlaşılması ve davacının taksimle kendisine kaldığını ispatlayamaması halinde davasının reddi gerekeceği düşünülmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle tüm deliller sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.