YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4576
KARAR NO : 2014/3900
KARAR TARİHİ : 04.04.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2012
NUMARASI : 2010/654-2012/609
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar vekili; davacıların murisi Ali adına kayıtlı 10470 ve 10479 parsel sayılı taşınmazların ve davalıya ait 10469 sayılı parselin dava dışı belediye tarafından imar uygulamasına tabi tutularak 6004 ada 5, 14 ve 4 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu, ancak anılan şuyulandırma işleminin idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, 6604 ada 4 sayılı parselin davacılara ait kısmı bakımından tapu iptali ve davacılar adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, “davanın kabulü ile; Kağıthane İlçesi, Merkez Mahallesi, Harmantepe mevkiinde bulunan davalı adına tapuya kayıtlı 6604 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, taşınmazın ekli bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 23,00 m2’lik kısmının ifraz edilerek, 6604 ada, 14 parselin sınırlarına dahil edilmesine, taşınmazın geri kalan 66,00 m2’lik kısmının 6604 ada, 4 parsel olarak davalı adına tesciline, aynı mevkide bulunan, davacıların miras bırakanı A.A. adına kayıtlı 6604 ada, 5 parselin tapu kaydının iptaline, taşınmazın ekli bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen 22,00 m2’lik kısmının ifraz edilerek 6604 ada, 14 parselin sınırlarına dahil edilmesine, taşınmazın geri kalan 65,00 m2’lik kısmının 6604 ada, 5 parsel olarak davacıların murisi A.A. adına tesciline, 6604 ada, 14 parselin ekli bilirkişi krokisinde gösterildiği şekilde 129,00 m2 olarak davacıların murisi A. A. adına tapuya tesciline, taşınmazlara ait tapu kayıtlarının bu şekilde İhyasına” karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden ve özellikle noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden; davacıların miras bırakanı A.A. adına kayıtlı 10470 ve 10479 parsel sayılı taşınmazlarda Kağıthane Belediye Başkanlığı’nın 25.04.1998 tarih ve 836 sayılı Encümen kararı uyarınca imar uygulaması yapıldığı, ancak anılan Encümen kararının iptali isteğiyle açılan dava sonucu İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin 24.10.2008 tarih ve 1695-1827 sayılı kararıyla işlemin iptaline hükmedildiği ve bu karara istinaden de adı geçen Belediyenin yargılama sırasında 28.02.2012 tarih ve 539 sayılı Encümen kararı ile yeni bir imar düzenlemesi gerçekleştirdiği ve bu kararın da sicile yansıtıldığı anlaşılmaktadır. Davacılar vekili; davacıların murisi Ali adına kayıtlı 10470 ve 10479 parsel sayılı taşınmazların ve davalıya ait 10469 sayılı parselin dava dışı belediye
tarafından imar uygulamasına tabi tutularak 6004 ada 5, 14 ve 4 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu, ancak anılan şuyulandırma işleminin idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, 6604 ada 4 sayılı parselin davacılara ait kısmı bakımından tapu iptali ve davacılar adına tescili istemiyle dava açmıştır. Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği) bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ile geçerli bir hukuki sebebin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. Hemen belirtmek gerekir ki; imar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Bu durumda; dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Somut olayda da; dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürüş biçimine göre, kadastral parselin ihyasına yönelik istemde bulunulduğu; ne varki, yargılama sırasında idari yargıda verilen iptal kararı uyarınca yeniden imar düzenlemesi yapıldığı ve bu uygulama doğrultusunda yeni sicil kayıtlarının oluşturulduğu dosya kapsamıyla sabit olup; böylece davanın konusunun kaldığından söz etme olanağı yoktur. Başka bir ifadeyle, dava konusuz kalmıştır. Hal böyle olunca, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Kabule göre de, idari yargıda verilen iptal kararının kesinleşmesiyle sicil kaydının dayanağı kalmayan ve yolsuz tescil durumuna düşen imar parselleri üzerinden hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğuna göre, hüküm altına alınması gereken karar ilam harcının maktu olması gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir. Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 04.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.