YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4522
KARAR NO : 2014/5874
KARAR TARİHİ : 12.05.2014
MAHKEMESİ : ALANYA KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2007/979-2013/361
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında M.. Köyü çalışma alanında bulunan 210 ada 4 parsel sayılı, 1.425,98 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle M.. A.. adına tespit edilmiştir. Davacı S.. A.., dava konusu taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle dedesi H.. G.. mirasçıları adına tescili talebi ile dava açmış, asli müdahil T.. E.. (Gürel) aynı iddia ile davaya müdahale etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın tamamı 480 hisse kabul edilerek 1/2’nin davacı ve asli müdahil murisi H.. G.. mirasçıları adına, 1/2’nin davalı M.. A.. mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacıların murisi H.. G.. ile davalılar murisi M.. A.. arasında yöresel adı mülki yarıya olan; taşınmazın belirli bir süre kullanılması ve ihya edilmesi halinde ihya edene taşınmazın 1/2 hissesinin verilmesi anlaşması yapıldığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Mahallinde yapılan keşif sırasında beyanları alınan yerel bilirkişi ve tanıklar, taraflar arasında mülki yarıya sözleşmesi yapılıp yapılmadığı hususunda çelişkili beyanda bulunmalarına rağmen mahkemece beyanlar arasındaki bu çelişki giderilmemiştir. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahallinde yerel bilirkişi ve taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan davacıların murisi H.. G.. ile davalılar murisi M.. A.. arasında mülki yarıya sözleşmesi yapılıp yapılmadığı sorulup saptanmalı, beyanlar arasında çelişki çıkması halinde bu çelişki giderilmeli; HMK’nın 190/1. maddesi gereği ispat yükünün, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğunun düzenlenmiş olması karşısında, ispat yükünün mülki yarıya sözleşmesine dayanan davacı tarafa ait olduğu göz önünde bulundurulmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 12.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.