Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/4484 E. 2014/5297 K. 02.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4484
KARAR NO : 2014/5297
KARAR TARİHİ : 02.05.2014

MAHKEMESİ : KAVAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2012/19-2013/162

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu K.. Köyü çalışma alanında bulunan 3.. ada 3 ve 3.. ada 2 parsel sayılı sırasıyla 1.314,58 ve 172.04 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı N.. K.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı S.. K.., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı S.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı S.. K.. çekişmeli taşınmazları kadastro çalışmalarından önce o tarih itibariyle eşi bulunan davalıya kendisine bakması karşıladığında bağışladığını, ancak davalının yaptıkları sözleşmenin gereğini yerine getirmediğini ileri sürmüş, davalı N.. K.. ise taşınmazları bedeli karşılığında satın aldığını savunmuştur. Mahkemece taraflar arasındaki bakım sözleşmesinin kanunun aradığı resmi şekilde yapılmadığı bu nedenle geçersiz olduğu ve geçersiz bir sözleşmeye dayanılarak hak talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmediği gibi, yapılan araştırma ve inceleme de karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarını ispat zımnında delil göstermeleri için süre verilmemiş, davacının dava dilekçesinde adını bildirdiği iki senet tanığı duruşmada dinlenmek suretiyle başkaca araştırmaya girilmeksizin karar verilmiştir. Davada ihtilaf konusu taşınmaz olup, taşınmaza ilişkin davalarda mahalli bilirkişi ve tanıkların keşif yapılarak taşınmaz başında dinlenilmesi ve uyuşmazlığın bu şekilde çözüme kavuşturulması gerekirken mahkemece bu usule de uyulmamıştır. Belirtilen şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, öncelikle, taraflara iddia ve savunmalarını ispat zımnında delil göstermeleri için süre verilmeli, taraf delilleri toplanıp dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra; yaşlı, tarafsız, taşınmazları iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları ve fen bilirkişisi hazır olduğu halde taşınmazlar başında keşif yapılmalı, mahalli bilirkişi ve tanıklar ayrı ayrı dinlenerek; öncesi davacıya ait olduğu sabit olan taşınmazların davalıya ne sebeple verildiği, davalının savunduğu şekilde bir satın alma işlemi bulunup bulunmadığı ya da davacının iddia ettiği gibi bir bağışlama işleminin söz konusu olup olmadığı, taraflar arasında hukuki bir işlem varsa buna dayalı olarak zilyetliğin davalıya devredilip devredilmediği, geçmişten bu yana taşınmazların kim tarafından ne şekilde kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı beyan alınmalı, ondan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen ilkelere uygun olmayacak şekilde eksik araştırma, inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi isabetsiz olup, davacı S.. K..’nın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 02.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.