YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4405
KARAR NO : 2014/9101
KARAR TARİHİ : 24.06.2014
MAHKEMESİ : MANAVGAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2013
NUMARASI : 2006/164-2013/430
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden M.. Ş.. vs. vekili Avukat . . ile aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat . geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar, Manavgat İlçesi, Ç.Köyü çalışma alanında bulunan sınırlarını belirttiği taşınmazın imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, Ç.Köyü çalışma alanında kalan .parsellerin mera niteliği ile sınırlandırıldığı, . parsellerin orman niteliği ile tespitlerinin yapıldığı, niteliklerinin hükmen belirlenmesi sebebiyle davacıların söz konusu taşınmazları kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kazanmalarının mümkün bulunmadığı gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava dilekçesi ekinde bulunan haritada Manavgat İlçesi ile Çeltikçi Köyü çalışma alanı arasında kalan tampon bölgenin bir bölümünün davacılar adına tescili istenmiştir. Mahkemece 17.04.2008 tarihinde yapılan keşif sonucunda fen bilirkişisi S. Ç. tarafından dosyaya sunulan 15.05.2009 havale tarihli rapor ve haritada, davacılar tarafından kullanılan yerin Manavgat İlçesi çalışma alanında kalan bir kısım yer, Ç. Köyü çalışma alanında kalan .parseller ve iki çalışma alanı arasında kalan tampon bölgenin 37.455,94 metrekare yüzölçümündeki bölümü olduğu gösterilmiştir. Davacıların tampon bölgenin bu kısmı dışında kalan taşınmazlar hakkında açılmış bir davası bulunmamaktadır. Kaldı ki; yargılama sırasında davacı vekili tampon bölge dışında kalan yerler hakkında açılmış ve halen yargılaması süren başkaca davalarının bulunduğunu bildirmiştir. Hal böyle olunce eldeki davada dava konusu edilen taşınmazın S. Ç. tarafından dosyaya sunulan 15.05.2009 havale tarihli rapor ve haritada iki çalışma alanı arasında kalan tampon bölgenin 37.455.94 metrekare yüzölçümündeki bölümü olduğu açıktır. Ancak mahkemece asıl dava konusu olan bölüm hakında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı, tam tersi olarak dava konusu olmayan taşınmazlar hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır. Diğer yandan tescil davalarının Hazineye ve taşınmazın bulunduğu Köy ya da Belediye Tüzel Kişiliğinin hasım göstermek suretiyle açılması gerekir. Dava konusu taşınmazın iki çalışma alanı sınırı arasında kalması sebebiyle Manavgat Belediyesi Tüzel Kişiliğinin de taraf olması gerekirken davacı tarafından davalı olarak Hazine yanında yalnızca Ç.. K..nin gösterildiği Manavgat Belediyesi Tüzel Kişiliğinin davada taraf olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak karar tarihinden sonra 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı kanun gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu Antalya Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, Büyükşehir Belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle yasal hasım niteliğinde bulunan Manavgat Belediyesi ile Antalya Büyükşehir Belediyesini davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmeli, taraf koşulu sağlandıktan sonra işin esasına geçilmelidir. Diğer yandan fen bilirkişi dava edilen taşınmazın tampon bölgede kalan 37.455.94 metrekare yüzölçümündeki bölümü olduğunu raporunda belirtmesine rağmen bu bölüm hakkında yapılan araştırma ve inceleme de yeterli değildir. Orman ve zirai bilirkişi tarafından dosyaya sunulan raporlarda asıl dava konusu edilen bölüm hakkında görüş bildirilmemiş, imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, ekonomik amaca uygun zilyetliğin ne zaman başladığının belirlenmesi amacıyla hava fotoğraflarından yararlanılması düşünülmemiş, komşu taşınmazların hükmen mera olarak sınırlandırılmasına rağmen mera araştırmasının yapılması gerektiği gözetilmemiştir. O halde; öncelikle dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait (1980-1990 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının tarihleri açıkça yazılmak suretiyle en az üç tanesi Harita Genel Komutanlığından getirtilmeli, bundan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; aynı yönteme göre tesbit edilecek taraf tanıkları, fen, orman, jeolog ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu huzuruyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, 3 kişilik uzman ziraat mühendisleri kurulundan; çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısı mukayese edilmek suretiyle ve çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, üzerinde bulunan ağaçların yaşlarını belirtir, jeolog bilirkişisinden taşınmazın özellikle koyak olarak belirtilen bölümlerin dere yatağı olup olmadığı hususunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı daha sonra 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanından oluşan bilirkişi kuruluna dosya tevdii edilerek belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde bilirkişilere stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, taşınmazın imar-ihyasının ne zaman tamamlandığı, ekonomik amaca uygun zilyetliğe ne zaman başlandığı, nasıl sürdürüldüğü açıklattırılmalı ayrıca temin edilebilecek en eski uydu fotoğrafı ile kadastro paftası ve dava konusu edilen taşınmaz bölümlerini çakıştırmalı raporunda göstermesi istenilmeli, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz
olduğu gibi eldeki dosya arasına delil mahiyetinde getirtilen ve hakkında açılmamış sayılmasına karar verilen 2006/316 Esas sayılı dosya arasına birleştirilen 2006/171 Esas sayılı dosya hakkında da, sanki eldeki davanın birleşeniymiş gibi red kararı verilmesi dahi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA,Yargıtay duruşması için belirlenen 1100.00 TL vekalet ücretinin davalı Hazineden alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı tarafa verilmesine,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, 24.06.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.