YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4284
KARAR NO : 2014/4993
KARAR TARİHİ : 29.04.2014
MAHKEMESİ : REŞADİYE SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2013
NUMARASI : 2010/362-2013/289
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Ç.Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 128 parsel sayılı 4.759,60 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle müştereken davalılar R.. D.. ve arkadaşları adına adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı O.. S.. ve arkadaşları, dava dışı N. S.ve kendileri adına müştereken kayıtlı bulunan 101 ada 127 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik ölçüldüğü ve bu eksikliğin çekişmeli 101 ada 128 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığını ileri sürerek dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı taraf yönünden, hak talep edilen çekişmeli taşınmazın iştirak (elbirliği) halinde mülkiyete tabi olduğundan söz edilerek zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu ve bunun gereğinin yerine getirilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; mahkemenin kabulü dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Davacı taraf, eksik tespit ve tescil edildiğini iddia ettikleri müştereken adlarına kayıtlı 101 ada 127 parsel sayılı taşınmazın 198/224 payının malikleri olup; çekişmeli 101 ada 128 parsel sayılı taşınmazın bir bölümün kendilerine ait olduğuna ilişkin talepleri de bu pay üzerinden ileri sürülmüştür. Belirtilen bu durum karşısında, davacı taraf yönünden elbirliği mülkiyeti hükümleri değil, paylı mülkiyet hükümleri geçerli olduğundan; dava dışındaki 26/224 pay maliki olan N. S. ile davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan söz edilemeyecektir. Hal böyle olunca, davacı tarafın payı (198/224) itibariyle işin esasına girilip toplanan ve toplanacak tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.