YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4135
KARAR NO : 2014/10617
KARAR TARİHİ : 25.09.2014
MAHKEMESİ : BİNGÖL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2013
NUMARASI : 2011/714-2013/580
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Çavuşlar Köyü çalışma alanında bulunan .. ada.. parsel sayılı 3.318,58 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle davalı H.. H.. adına ham toprak niteliği ile tespit ve tescil edilmiştir. Davacı A.. K.. ve arkadaşları irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli .. ada … sayılı parselin tapu kaydının iptali ile davacılar A.. K.. ve arkadaşları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı H.. H.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın dere yatağında kalmadığı, dere ile arasındaki mesafe ve kot farkı nedeniyle derenin etkisine maruz olmadığı, dede ve babalarından taksimen davacılara kalan taşınmaz üzerinde zilyetlikle mülk edinme koşullarının davacılar lehine gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme hükme yeterli bulunmamaktadır. Jeoloji mühendisi bilirkişinin 03.01.2013 havale tarihli raporunda “parselin güneyinde yer alan dere ile çekişmeli taşınmaz arasında kot farkı bulunmadığı” belirtildiği halde mahkemece bilirkişi görüşünün aksine “dere ile taşınmaz arasında kot farkı” olduğu kabul edilmek suretiyle ve taşınmaz ile komşularını değişik yönlerden gösterir şekilde çekişmeli taşınmaza ait fotoğraflar dosyaya alınmadan karar verilmiştir. Ayrıca davaya konu taşınmazın üç tarafı orman ile çevrili olduğu halde orman araştırması da yapılmamıştır. Doğru sonuca ulaşmak için; mahkemece, yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığının sorularak, yapılmış ise orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneklerinin istenerek dosya içine alınması, orman kadastrosu bulunmadığı takdirde, çekişmeli taşınmaza en yakın kadastro parsel tapulama tutanakları ve eklerinin, varsa dayanak tapu ve vergi kayıt örneklerinin tüm tedavülleriyle birlikte, davalı iseler dava dosyalarının, kesinleşmiş ise kadastroca oluşan tapu kayıt örneklerinin, çekişmeli taşınmaz ve en yakın kadastro parselleri ile birlikte geniş çevresini gösterir orjinal kadastro paftasının getirtilmesi, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek
üç kişilik orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir jeolog bilirkişi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanun’un 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 Esas, Karar; 14.03.1989 gün ve 35/13 Esas, Karar ve 13.06.1989 gün ve 7/25 Esas, Karar sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan, dosyada mevcut orman bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderir ve açıklayıcı nitelikte, duraksamaya yer vermeyecek şekilde, bilimsel olarak açıklayıcı rapor düzenlettirilmeli; jeolog bilirkişiden çekişmeli taşınmazın dere yatağında olup olmadığı, taşınmaza sınır olan derenin yatak değiştirip değiştirmediği, aktif olma özelliğini kaybetmiş ise tam olarak hangi tarihte kaybettiği, dere ile çekişmeli taşınmaz arasında kot farkı bulunup bulunmadığına ilişkin duraksamaya yer vermeyecek şekilde rapor düzenlettirilmeli; çekişmeli taşınmazın komşu parseller ile sınırlarını gösterecek şeklide çekilmiş fotoğrafları dosya kapsamına alınmalı, çekişmeli taşınmaz bir bütün olarak düşünüldüğünde 6831 sayılı Kanun’un 17/1-2. maddeleri karşısındaki durumu araştırılmalı, imar- ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23.06.2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın niteliği ile orman olup olmadığı kesin olarak belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, H.. H.. vekili temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.