Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/4109 E. 2014/7776 K. 04.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4109
KARAR NO : 2014/7776
KARAR TARİHİ : 04.06.2014

MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2012/449-2013/609

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında D..Köyü çalışma alanında bulunan dava konusu taşınmaz çalılık olması nedeniyle tescil harici bırakılmıştır. Davacı A.. U.., kadastro sonrası satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve fen bilirkişilerinin 29.04.2013 tarihli krokilerinde (A) harfi ile göstermiş oldukları 2.542,27 metrekarelik taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; dava 2012 tarihinde açıldığı ve bilirkişi raporunda 1952 ve 1985 tarihli hava fotoğraflarında taşınmazın hali olduğu belirtildiği halde 1985 ve 1992 tarihleri arasındaki hava fotoğrafları ile daha sonraki tarihlere ait hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılmadan karar verilmiş olup yapılan uygulama ve araştırma hükme yeterli bulunmamaktadır. Tek kişiden ibaret olan ziraatçı bilirkişi raporunda, taşınmazın yer yer % 8 ila 10 ve % 20 ila 25 eğimli olduğu ve üzerinde meyve ağaçları ile bağ omcası yanında çam ve selvi ağaçlarına rastlandığını belirtmiştir. Çekişmeli taşınmazın ziraatçı bilirkişi tarafından ifade edilen niteliğine göre imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı ve tarımsal faaliyetin ne şekilde sürdürüldüğü de kesin olarak belirlenmeden hüküm kurulmuştur. Dava, TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, 1970 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, çalılık arazi olması nedeniyle tapulama harici bırakılan yerlerdendir. Davacı taraf, imar-ihya, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik hukuki nedenlerine dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur. Böyle bir taşınmazın iktisap edilebilmesi için; 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca; emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunludur. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. O halde, sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının dosya arasına konulması ve bu fotoğrafların uzman fen bilirkişilerince stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilmeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan ve doğru yere ait uydu ve hava fotoğrafları getirtilerek açıklandığı şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmamış; bilirkişi ve tanık sözleri sözü edilen delillerle denetlenmemiştir. Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazın hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı’ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra, 3 kişilik ziraat ve orman mühendisleri kurulu ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetleri aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, 3 kişilik ziraatçi ve orman bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi, orman olup olmadığı ve zirai faaliyete konu olup olmadığı hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.