Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/4108 E. 2014/6589 K. 22.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4108
KARAR NO : 2014/6589
KARAR TARİHİ : 22.05.2014

MAHKEMESİ : GÖLBAŞI (ADIYAMAN) 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2013
NUMARASI : 2010/605-2013/304

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Ç.. Köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 142 parsel sayılı 18.984,74 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle davalı Hazine adına ham toprak niteliği ile tespit ve tescil edilmiştir. Davacı C.. A.., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bir bölümünün adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne davaya konu taşınmazın fen bilirkişisinin 26.11.2012 havale tarihli raporuna ekli krokisinde (A) harfi ile kırmızı boyalı olarak gösterilen 8000 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde olduğu, davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Davacı taraf, davaya konu 109 ada 142 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün dava dışı 109 ada 133 parsel sayılı taşınmazın devamı olduğu iddiasına dayanarak adına tescil edilmesi istemi ile dava açmıştır. Çekişmeli taşınmazın doğusunda yer alan 109 ada 133 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak eşit paylarla davacı C.. A.. ve D..A.. adına tespit ve tescil edilmiş olup bilahare yol nedeniyle yapılan kamulaştırma sonucunda iki bölüme ifraz edilerek 180 parsel numarası alan kısmı yol emniyet sahası olarak bırakılmış, geriye kalan ve 181 parsel numarası verilen bölüm ise eşit paylarla davacı ile D.. A.. adına tescil edilmiştir. Mahkemece yapılan keşifte bilgisine başvurulan 1946 doğumlu davacı tanığı, dava konusu taşınmazın öncesinin davacının dedesi olan Halil’e ait iken ölümü ile mirasçılarının dava konusu yerdeki hisselerini davacı C.. A.. ile D.. A..’a sattıklarını 20-25 yıldır dava konusu yeri davacının kullandığını belirttiği ve davacı taraf da davaya konu taşınmazın dava dışı 109 ada 133 sayılı parselin devamı niteliğinde olduğu iddiasıyla dava açtığı halde mahkemece müşterek maliklerden D.. A.’ın davaya katılımının gerekip gerekmediği düşünülmediği gibi davaya konu taşınmazın güneyinden geçen yol nedeniyle 2004 yılında yapılan kamulaştırma ile ilgili belgeler getirtilip yapılan keşifte uygulanmadan karar verilmiştir. Hal böyle olunca; öncelikle müşterek maliklerden D.. A..’ın davaya
katılımının sağlanması, katıldığı takdirde davacı ve katılan D.. yönünden karar verilmesi, katılmadığı takdirde dava açan C.. A.. payı ile sınırlı olarak karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, kamulaştırma ile ilgili idari tahkikat evrakı, haritaları, tüm komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilip, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yerel ve uzman 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile fen bilirkişi aracılığıyla keşif icra olunmalıdır. Arazi başında icra edilecek keşif sırasında kamulaştırma ile ilgili idari tahkikat evrakı, kamulaştırma kararı ve ekleri, kamulaştırma haritası, uygulanıp kapsamları belirlenmelidir. Beraberde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların ve kamulaştırma ile ilgili tüm belgelerin kapsamını belirtir, keşfi takibe imkan verir ve taşınmazın konumunu gösterir kroki düzenlettirilip ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.