YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4067
KARAR NO : 2014/3264
KARAR TARİHİ : 25.03.2014
MAHKEMESİ : YIĞILCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/06/2012
NUMARASI : 2011/7-2012/74
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu D. Köyü çalışma alanında bulunan … ada 19 parsel sayılı 2980,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı Y.. T..; … ada 20 ve …9 ada 50 parsel sayılı 138,13 ve 805,67 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ise, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı H.. T.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, hak düşürücü süre içinde çekişmeli taşınmazların kayıp ve yitik kişilerden kaldığı ve davalılar lehine zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşmediği iddiasıyla tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların davacı Hazinenin dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığının ve kanunlar uyarınca devlete kalan yerlerden olduğunun kanıtlanamadığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; dosya içinde bulunan 04.05.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda, dayanak tapu kaydı ile tedavül kayıtlarının getirtilmediğinden söz edilerek uygulanamadığı; bu nedenle, çekişmeli taşınmazların Kanunlar uyarınca devlete kalan yerlerden olup olmadığının değerlendirilmesinin yapılamadığı açıklanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, davacı Hazine, tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davacı tarafın dayanağı olan 16.07.1935 tarih ve 38 sıra numaralı tapu kaydının oluşum nedenini de gösterecek şekilde tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte varsa haritaları getirtilmemiş ve çekişmeli taşınmazların başında yapılan keşif sırasında da uygulanmamıştır. O halde mahkemece, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı Hazinenin dayandığı tapu kaydı, tesisinden itibaren bütün tedavülleri (bilgisayar veya daktilo ile yazılı şekilde okunaklı) ve varsa haritası ile birlikte getirtilmeli, bundan sonra taşınmazlar başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi, taraf tanıklarının tümü hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında davacı Hazinenin dayandığı tapu kaydı, komşu tüm parseller de dikkate alınmak suretiyle, 3402 sayılı Yasa’nın 20. maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde yerel bilirkişi aracılığı ile yöntemince uygulanmalı, tapu kaydının çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı ve kapsamlarının neresi olduğu belirlenmeye çalışılmalı, taşınmazların Hazinenin tutunduğu tapu kaydının kapsamında kalması halinde kaydın oluşum nedeni üzerinde durulmalı ve fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli harita düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 25.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.